Kaan Saltık: “Pandemi döneminde karayolu taşımacılığının kaybı 1 trilyon dolar oldu”
Koluman Otomotiv Başkanı Kaan Saltık, "Tedarik Zincirinin Kırılmasının Getirdiği Yeni Stratejiler, Yeni Üretim Planlamasında Türkiye" başlığı altında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Pandemi döneminde karayolu taşımacılığının kaybı dünyada 1 trilyon doları buldu. Karayolu taşımacılığının önemi arttı. Yakın bölgeler yeni tedarik anlayışında öne çıktı. Avrupa’ya olan ihracatımızın yüzde 45’ini treylerle yaptık. 80 milyar dolarlık ihracat treylerlerle taşınıyor. İç pazarımız büyüdü. Geçtiğimiz yıl 24 bin 500 adet treyler satışı yapıldı. Üstyapı ihracatı da istikrarlı şekilde büyüyor. 700 milyon dolarlık ihracata ulaştı. Bu yıl 1 milyar dolara ulaşacağız. Türkiye’de treyler üreticisi 200 firma var ve en büyük 30 firma TREDER çatısı altında."
Faruk Uslu: “Sürdürülebilirlik çok önemli hale geldi”
"Lastik Endüstrisinin Sürdürülebilirlik ve Yeşil Mutabakatı Destekleyici Uygulamalar"la ilgili bir sunum yapan Prometeon Türkiye, MEA, Rusya ve CIS Pazarlama Direktörü Faruk Uslu, Prometeon hakkında detaylı bilgi verdi. Gruplarının, 160 ülkede faaliyet gösterdiğini, 3 ülkede 4 fabrikamız olduğunu ve 1 milyar dolar civarında bir ciro gerçekleştirdiklerini söyleyen Faruk Uslu, konuşmasında sürdürülebilirliğe ağırlık verdi.
“Sürdürülebilirliği desteklemek ve yeni teknolojileri desteklemek için Ar-Ge merkezlerimizle beraber tüketicilerimizin hizmetine sunuyoruz.” diyen Uslu, “Üretimimizde, ofislerimizde ve hizmetlerimizde sürdürülebilirlik ilkeleri kapsamında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çevre Yönetim Sistemi’ne bağlı olarak çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” ifadelerinde bulundu.
Sürdürülebilirliğin çok önemli hale geldiğini söyleyen Faruk Uslu, “Elektrikli araçlar, bağlantılı araçlar, sürücüsüz araçlar yollara çıkacak. Prometeon ticari araç lastiklerine odaklanan yegane markadır. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi için Türkiye’de de devreye aldığımız Ar-Ge merkezlerimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
Dünyanın 2030 yılında 2 derece ısınmasının beklendiğini, bu ısınmanın milyarlarca insanın yaşamını etkileyeceğini hatırlatan Faruk Uslu, bu noktada sürdürülebilirliğin yaşamsal önem taşıdığını belirterek, “Küresel ısınmaya karşı Yeşil Mutabakat devreye giriyor ve hedefler açıklandı. 2030 (yüzde 50 azaltım) ve 2050 (karbon nötr) yılı için emisyon hedefleri kondu. 2023 yılından itibaren 5 sektörde Yeşil Mutabakat kriterleri dikkate alınacak. Sınırda karbon düzenlenmesi, yeşil finansman, enerji arzı, sürdürülebilir tarım, akıllı ulaşım (imasyon oranlarının yüzde 90 azaltılması) karşımıza çıkacak önemli unsurlar olarak çıkıyor.” dedi.
Lojistik sektörünü yakından ilgilendiren gelecek trendler hakkında da konuşan Uslu, “Lojistik sektöründe yeni trendleri görüyor olacağız: sensörlü araçlar, birbiriyle iletişim kuran araçlar, hidrojen motorlar, otonom kamyonlar, sürücüsüz kamyonlar, karbon fiber kullanılan kamyonlar önümüzdeki 10 yıl içinde hayatımıza girecek. Prometeon olarak yeni Ar-Ge merkezimizle düşük yakıt tüketimi sağlayan, emisyon oranları düşük lastikler geliştiriyoruz. ana amacımız sürdürülebilir malzemeleri kullanılmasını sağlamak. 2030-2050 hedefleri kapsamında geri dönüştürülebilir malzemelerin oranını azaltacağız. Enerji tüketimimizi geçtiğimiz yıl bir önceki yıla oranla yüzde 11 azalttık. Dijitalleşmeyi destekleyerek sektöre dijital çözümler sunuyoruz. Çipli lastiklerle lastik takibi sağlıyor.” diye konuştu.
Dietmar Böser: “BPW için sürdürülebilirlik çok önemli”
BPW Avrupa Satış Direktörü Dietmar Böser, Yeşil Mutabakatın treyler sektörüne etkileri ve teknolojik yenilikler hakkında bilgiler verdi: “Çevre için yaptıklarımız önemli. BPW için sürdürülebilirlik çok önemli. 125 yıldır sürdürülebilirlik ve yenilik getiriyoruz. Yüzde yüz yeşil enerji kullanıyoruz. Yılda 750 bin kw saat güneş enerjisi üretiyoruz. 33 bin ağaç ektik ve filomuzda yüzde 22 elektrikli kamyonlar kullanıyoruz. Üç akslı araçlarda ağırlık azaltımı yaparak karbondioksit salımını azaltıyoruz. Her zaman ideal lastik basıncı sağlayan çözümümüzle 2 bin 500 litre yakıt tüketimi tasarrufu sağlıyoruz; bu sayede karbondioksit salımı düşerken, lastik ömrü uzuyor. Elektrikli kamyonlar için 6 ton, 15 ton 26 ton aksları sunuyoruz. Bu sayede araçlar daha fazla yol gidebilirken ömrü uzuyor. Elektrikli kamyonumuz (eTransport) 4.285 kg azami yük, 122 saatlik akü kapasitesi sağlanıyor, 200 kilometre mesafesi var.”
Christoph Guanter: “Toplam 300 bin aksın 100 bini Türkiye’den…”
Elektrikli araçlarla ilgili yeniliklere değinen Saf Holland EMEA Başkanı Christoph Guenter, firmaları hakkında bilgiler verdi: “Rakamlar tam çıkmadı ama 2021 yılında 1 milyar euro ile kapatmış olacağız. Dünya çapında 10 bine yakın servis ağına sahibiz. Türkiye’de 35 servis noktamız var. Avrupa’da Almanya ve Türkiye’de Düzce’de üretim merkezimiz var. Türkiye’de 2017 yılında üretime başladık. 10 bin adetle başladık, 2023 yılında 100 bin adet üretim amaçlıyoruz. Toplam üretimin üçte birini Türkiye yapmış olacak.”
Türkiye’de sadece montaj değil, üretim de yaptıklarını söyleyen Gaunter, “2022 yılında Türkiye en hızlı büyüyen üretim merkezimiz ve bütün yatırımlarımızı buraya yönlendirmiş durumdayız. Filolar için telematik sistemini devreye aldık. Akılıl treyler sistemi ile daha fazla şeffaflık sağlayarak lastik ve frenlerin durumunu görebiliyoruz. Bizim işimiz aks imalatı ancak biz telematiki aks üzerinden çeşitli bilgileri alarak filoların hizmetine sunuyoruz.” dedi.
“Türkiye en hızlı büyüyen üretim alanımız. Tüm yatırımlarımızı buraya yönlendirmiş durumdayız. Ticari araç endüstrisinde mega trendlerden söz eden Günter, “Son IAA’da otonom sürüşler gündemdeydi. Biz buradan iki sonuç çıkardık: Dijitalleştirme ve elektrik dönüşümü. Dijitalleşmede önemli olan treylerle ilgili bilgi almaktır. Yönetmeliklere uygun bir süreç izliyoruz. Telematik sistemle aksımızı birleştirdik. Arızalara karşı erken uyarı sistemi geliştirmeye çalışıyoruz. Elektrikli akslarımız da devreye girdi. Şu anda 50 adet elektrikli aksla donatılmış araç Avrupa’da dolaşıyor. Türkiye’deki üreticilerin de bu konuyla ilgili olarak bizimle iletişime geçmelerini bekliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Mehmet Ortaç: “Bence her şeyi yerlileştirip, millileştirmeliyiz”
Nevpa Genel Müdürü Mehmet Ortaç, "Treyler ve Üstyapı Ekipmanlarında Yerel Tedarikin önemi, Türkiye’nin Treyler İhracatındaki Rekabet Avantajı" başlıklı sunumunda özetle şunları söyledi:
“2000 yılından önce treylerin yüzde 98’ini ülkemizde yapabiliyorduk. Yeni gelişmeler ve kurallar devreye girince bu oran yüzde 50’ye düştü. Treylerde yeni üretim hedefi 70 bin oldu ve bu buzu heyecanlandırıyor. Türkiye’de fren sisteminde yerli üretici olmadığı için elektronik fren sisteminde sorun yaşıyoruz. Yerli bir üreteci olsaydı bu tedarik zinciri sorununda bini konuşmuyor olacaktık. Treyler üretim sayısı arttıkça, yabancı yatırımcılar da Türkiye’ye yatırım yapmaya başladılar. Bu adetlere ulaşılmasında bu firmaların desteği oldu. Bunu daha fazla geliştirip yaygınlaştırmalıyız.
Hedefimiz, ithal edilen parçaları Türkiye’deki treyler üreticilerine sağlamaktır. Üç noktada üretim tesisimiz var. Yaklaşık 10 adet de treylerin en çok üretildiği yerde satış yerlerimiz var. Treyler üretimi arttıkça bazı emniyet kuralları çerçevesinde ürünlerin test edilmesi gerekiyor. Tüm ürünlerimizi sertifikalı olarak müşterilerimize sunuyoruz.”
Murat Gençoğlu: "Avrupa’daki üreticilerle ortaklıklar yaparak treyler üretimi fırsata çevrilmeli"“Güçlü Tedarik Zinciri için Neler Yapabiliriz?” konulu sunumunu yapan Kadesan Group Genel Müdürü Murat Gençoğlu, şunları söyledi:
“Güçlü Tedarik Zinciri için Neler Yapabiliriz konulu sunumunda yol gösterici bilgiler verdi: Üretim kapasitemizi yüzde 30 artırdık. 2020 yılının ilk çeyreğinde 33 milyon dolarlık yatırım yaparak kayar perde kapasitemizi 14 bine çıkardık. 25 yıldır satışını yaptığımız Adelco ile bazı ürünlerin Türkiye’de üretim kararını alındık. Yerli üreticilerin, Avrupa’daki üreticilerle ortaklıklar yaparak Türkiye’deki treyler üretimini fırsata çevirmesi gerekiyor. Üretimimizin yüzde 60’ını yurtdışına yapıyoruz. Türkiye’deki artan maliyetlerin önüne geçebilmek için kendi alanımızda branda üretiminde tamamen otomasyona geçiyoruz. 9 dakida bir treyler brandası üreteceğiz.”
Rıfat Perahya: Türkiye, Avrupa ile birlikte treyler üretim merkezi oluyor
İntermobil Genel Müdürü Rıfat Perehya, "Küresel Tedarik Sorunlarının Türkiye’ye Yansımaları"nı değerlendirdiği bir konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Avrupa’da yıllık treyler 180 bin üretim adet düzeyinden, 2017-2018 yıllarında 250 bin seviyesine çıktı. 2019 yılında daralma yaşandı ve pandemiye girdik. 2020 ve 2021 yılında üretim tekrar 250 bin adetlere yükseldi. Türkiye’de ise ortalama 25-30 bin adet üretim söz konusuydu. 2019 yılında 20 bin adede kadar geriledi. 2021 yılında yaklaşık 40 bin adet treyler üretimi gerçekleşti. Şimdi ise en yüksek seviyeye ulaştık.”
Perehya, Türkiye’nin, Almanya ile birlikte Avrupa’nın treyler üretim merkezi olduğunu belirterek, “Özel tasarımlar, yeni ürenler, rekabetçi fiyatlar ve yan sanayimiz ile birlikte Avrupa’nın treyler üstü olduk, oluyoruz.” diye konuştu.