Türkiye’nin dünya lojistik arenasındaki yeri ve öneminin her geçen gün arttığını söyleyen UTİKAD Başkanı Emre Eldener, UTİKAD'ın sayfasında yayınlanan makalesinde şu görüşlere yer verdi:
"Dünya ticaretinin özellikle Güney Doğu Avrupa-Afrika-Kafkaslar ve Orta Doğu’da hedef pazarlara doğru yönelmesi, Türkiye’nin de tam bu bölgenin göbeğinde yer alması lojistik faaliyetlerinin gelişmesi için büyük fırsatlar sunuyor. Hem ülkemiz hem de komşu coğrafyalarda zor geçen 2016 yılının ardından lojistik sektörünün 2017’ye dair beklentileri yüksek. Türkiye önemli lojistik koridorlara yakın oluşu, ticaret yollarının ortasında ve tüm taşıma modlarına hâkim konumu sayesinde önemli bir geçiş noktası olma özelliği taşıyor. Türk ihracatçısının ülkesinin bu özel konumunu avantaja çevirmesi için modlar arası bağlantıların sağlanması ve kombine taşımacılığın geliştirilmesi gerekiyor. Lojistik zincirin bileşenlerinde hız ve maliyet ekseninde iyileştirmeler yaptığımız takdirde bu özel konumu avantaja çevirebiliriz. Demiryolu taşımacılığının serbestleşmesi, ülkemiz üzerinden geçebilecek Çin-AB ve AB-İran arasındaki transit taşımacılık hizmetinin maliyet ve hız ekseninde gelişmesi adına önemli bir fırsat. Aynı zamanda UTİKAD olarak her zaman önemine vurgu yaptığımız intermodal taşımacılık da daha ön plana çıkacak, bunu takiben maliyet anlamında olumlu yansımalar görülecektir Maliyetteki düşüşün rekabette elimizi güçlendireceğini de öngörebiliyoruz. Bu noktada Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan’ın Bakü-Tiflis-Kars hattının Haziran ayında devreye gireceğini açıklaması da bizim açımızdan umut verici bir gelişmedir. [caption id="attachment_8650" align="aligncenter" width="150"] UTİKAD Başkanı Emre Eldener.[/caption]Çünkü Çin ile Türkiye arasındaki demiryolu ağının tamamlanması sektör gündeminin en önemli konu başlıklarından biri. Çin ile Avrupa arasında kurulan hattın, Türkiye üzerinden geçirilmesi, yük trafiğinin ülkemize çekilmesi ve Türkiye’nin döviz gelirinin arttırılması açısından büyük önem taşımaktadır. BTK’nın devreye alınmasındaki gecikme sonucunda Gürcistan’ın Karadeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşması ile mevcut yük potansiyelini çekme ihtimali artmaktadır. Transit ticarette ‘aktarma merkezi’ olma iddiamızı kuvvetlendirecek bir diğer yatırım ise yeni İstanbul havalimanı şüphesiz. Bu havalimanıyla Türkiye’de ilk kez ‘kargo şehri’ uygulaması başlamış olacak.Rusya ile girilen yeni dönemde ilişkilerin geliştirilmesi de olumlu sonuçlar verecek. Gerek taze sebze meyve ihracatında gerek de Rusya’ya gönderilen diğer ürünlerde meydana gelecek artış önümüzdeki aylarda ihracatçımızı dolayısıyla lojistik sektörünü memnun edecek. Ayrıca tüm dünyanın iş yapma şekillerini hızla değiştiren dijitalleşme, nesnelerin interneti, endüstri 4.0 gibi kavramlar pek çok sektörde olduğu gibi lojistik sektörü için de bir dizi tehdidin yanı sıra büyük bir fırsatlar denizi de yaratıyor. Sektörün geleneksel iş süreçlerinden yeni sürüm iş yapış şekillerine hazırlanması gerekiyor. Bu hazırlığın en önemli boyutu da sektörümüzün en önemli üretici unsuru olan insanın bu yönde donatılması ve teknolojik araçlarla birlikte uyumlu iş yapış şekillerinin bir an önce devreye alınmasıdır. Bu çerçevede bu yıl başında kurduğumuz e-ticaret odak grubuyla bu yöndeki gelişmeleri değerlendirerek gerek mevzuatta yapılması gereken güncellemeler gerekse dünyadaki iyi uygulamaların ülkemize kazandırılması yönünde çalışıyoruz.
Editör: TE Bilisim