Stratejik konumuyla dünya lojistik sektöründe önemli bir köprü vazifesi gören Türkiye, Asya ve Avrupa’yı birleştiriyor. Ancak Avrupa Birliği’nin vize politikaları, bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılmasına engel teşkil ediyor.
Türkiye, Asya, Avrupa ve Orta Doğu arasında stratejik bir konumda bulunuyor ve dünya lojistik sektöründe kritik bir rol oynuyor. Denizlere kıyısı olan Türkiye, geniş limanları ve deniz taşımacılığı altyapısıyla uluslararası arenada önemli bir yer tutuyor. Kara yolu taşımacılığı açısından da Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan ana yollar üzerinde yer alıyor ve bu özelliğiyle lojistik için cazip bir merkez haline geliyor.
Altyapı yatırımlarına büyük önem veren Türkiye, yeni havaalanları, yüksek hızlı tren hatları ve otoyollar gibi projelerle lojistik kapasitesini artırıyor. Özellikle İstanbul Havalimanı gibi mega projeler, uluslararası bağlantıları güçlendiriyor.
Ancak, Türkiye'nin bu stratejik avantajlarına rağmen, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından uygulanan vize sorunları, iş yapma kabiliyetini olumsuz etkiliyor ve büyük bir engel oluşturuyor. Bu vize sorunları, iş insanları ve lojistik sektörü profesyonelleri için ciddi engeller yaratıyor ve Türkiye'nin lojistik potansiyelini tam olarak kullanmasını zorlaştırıyor.
Lojistik sektörü, Türkiye ekonomisine büyük katkılar sağlıyor, ihracatı kolaylaştırıyor ve ithalatı hızlandırıyor. Sektördeki istihdam ve yatırımlar, ekonomik büyümeyi destekliyor. Özetle, Türkiye'nin dünya lojistik sektöründeki konumu, jeopolitik avantajları, yatırımları ve karşılaştığı zorluklarla şekilleniyor. Ancak, vize sorunları gibi dışsal engeller, bu potansiyelin tam olarak değerlendirilmesine mani oluyor ve Türkiye'nin küresel lojistik ağlar için vazgeçilmez bir merkez olma potansiyeline ulaşmasını engelliyor.