LOJİSTİK

DHL, global büyümeye katkıda bulunuyor

DHL İnovasyon Merkezi çığır açan yeni servislerin gelişimini ve müşteriler ve akademisyenlerle işbirliğini hızlandırmak amacıyla baştan tasarlandı. Sadece Nesnelerin İnterneti teknolojisi tek başına önümüzdeki on yıl içinde lojistik sektörüne 1,9 trilyon dolarlık bir kazanç sağlarken dünya çapında 8 trilyon dolar katkı sağlayacak.

Abone Ol
DHL İNOVASYON MERKEZİNDE YENİ ÖZELLİKLER Almanya’daki İnovasyon Merkezi, DHL’in inovasyona müşteriler, sektör ve araştırma ortaklarıyla birlikte şekil verme fikri üzerine yeniden şekillendirildi. Toplantılar ve atölyeler için ayrılmış etkinlik alanının yanı sıra merkezde müşteriler için sergi salonlarında rehberli turlar düzenlenecek. DHL’in Trend Araştırma ekibinin merkezi ve laboratuvarı olarak faaliyet gösterecek tesis, Grubun lojistik sektöründe dünyanın en yenilikçi şirketi olma vizyonunu sürdürmesinde kritik rol oynuyor. Tesiste birkaç bölüm yer alıyor. Bir teknoloji harikası olan Formula E aracı DHL’in e-mobil teknolojiler ve aynı zamanda sürdürülebilir lojistik ve otomotiv çözümler alanındaki kararlılığını sembolize ediyor. Bugün, yarın ve uzak gelecek için vizyon, trend ve çözümler bu teknoloji harikasında vücut buluyor. Sergi alanında güncel sosyal ve iş trendlerine uygun olarak farklı çözümler sergileniyor. Buradan ziyaretçilerin dünyanın 2050 yılında nasıl bir yer olacağına dair farklı senaryoları keşfettikleri Vision Suite gibi diğer alanlara da geçebiliyorlar. Bu senaryolar DHL’in Lojistik 2050 araştırmasında yer alan küreselleşme, şehirleşme, iklim ve demografik değişimleri konu alan mega trendleri temel alıyor. MÜŞTERİ MERKEZLİ YAKLAŞIM DHL Trend Araştırma ekibi, lojistik sektöründeki trendleri araştırmak ve bunlardan yararlanmak üzere çalışıyor. buradaki araştırmacılar DHL’in Lojistik Trend Radarına yıllık olarak en önemli lojistik gelişmelerini yüklüyorlar. Özel ‘Trend Araştırması Değer Zinciri’ sürdürülebilir ve inovatif çözümler konusunda yapılandırılmış bir yaklaşım sergiliyor. öncelikle Lojistik Trend Radar’daki ilgili başlıklar tanımlanıyor, ardından belirli konularda detaylı Trend Raporları hazırlanıyor. Daha sonra bunlar Kavram Kanıtlarına çevrilerek bazen de İnovasyon Merkezinde somut sergi alanlarına konu ediliyor. Bu sürecin sonunda ilgili ürün ve çözümler iş biriminde uygulamayı ya da operasyonu yürütecek ekiplere aktarılıyor. DHL Supply Chain kısa süre önce iş ortağı Ricoh ile birlikte akıllı gözlüklerin ve zenginleştirilmiş gerçeklik yazılımının test aşamasını Hollanda’da tamamladı. Elde edilen depolama ürün toplama sonuçlarında yüzde 25 iyileşme sağlandı. DHL halen ilave bazı alanlarda giyilebilir teknolojilerin kullanımı konusunda ortaklarıyla birlikte araştırmalar yapıyor. Bir diğer gelecek vaat eden inovatif teknoloji ise ‘Lojistikte Kendi Kendine Giden Araçlar’ konulu trend raporunda ele alınıyor. Rapor, lojistik sektöründe bağımsız teknolojilerin önemli potansiyeline dikkat çekerken sürücüsüz nakliyeden toplama süreci desteğine ve tüketici noktası uygulamalarına kadar farklı sektörlerden örnek uygulamalara da yer veriyor. [/vc_column_text][vc_blockquote type="type3"] Deutsche Post DHL yapılandırılmış ‘Trend Araştırma Değer Zinciri’ gelişim zinciri yaklaşımıyla inovasyonda lojistik sektörünün öncüsü konumunu sürdürmeyi hedefliyor. [/vc_blockquote][vc_column_text] NESNELERİN İNTERNETİ VE E-TİCARET-İNOVASYON EKONOMİYİ BÜYÜTÜYOR Cisco Systems ile işbirliği içerisinde yayınlanan son trend raporu Nesnelerin İnterneti teknolojisine odaklanıyor. Raporda 2020 itibariyle bugün 15 milyar olan bağlantılı cihaz sayısının 50 milyara çıkacağı öngörülüyor. Bunun son nokta teslimatından daha verimli depolama ve nakliyeye kadar çığır açan etkileri olması bekleniyor. Cisco’nun ekonomik analizine göre nesnelerin interneti teknolojisi önümüzdeki on yıl içinde dünya çapında tek başına 8 trilyon dolar kazanç sağlayacak. Bunun tedarik zincirleri ve lojistik aktiviteleri için getirisi 1,9 trilyon dolar olacak. Önümüzdeki on yıl içerisinde online perakende beklenenden daha da önem kazanacak ve yalnızca gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde de ivme yakalayacak. E-ticaretin genel ticaretteki payı gelişmiş ülkelerde 2025 itibariyle yüzde 40’a çıkarken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 30’lara ulaşacak. Lojistiğin bu artışta rolü büyük olacak. Deutsche Post’a ait Global E-Tailing 2025 araştırması tüm bu verileri ortaya koymuştu. 2013’te mesafeli satış pazarının büyüklüğü 616 milyar dolardı ancak 2018’e kadar yıllık yüzde 10,7 büyümesi bekleniyor. Bu nedenle Deutsche Post DHL, büyüme çabalarını kişi ve kurujmların online alışveriş ihtiyaçlarına yönelik çözümler üzerinde yoğunlaştırıyor. tüketiciye yönelik DHL hizmet ve yeniliklerine güvenli erişim sağlayan aplikasyonlar da bu yaklaşımın bir parçası konumunda. DHL Müşteri Çözümleri ve İnovasyon Birimi Pazarlama ve Geliştirmeden Sorumlu Kıdemşi Başkan Yardımcısı Matthias Heutger şunları söylüyor: “Deneyimlerimiz bize şunu öğretti: İnovasyon her zaman müşteri merkezli olmalı. Şirketler müşterilerini dinleyerek, farklı sektörler arasında örnek uygulama ve çözümleri paylaşarak ve işbirliği yaparak çok daha iyi şekilde inovasyon sağlayabiliyorlar. DHL İnovasyon Merkezi de parlak fikirlerin gerçek çözümlere dönüştüğü, geliştirildiği, test edildiği ve pazara sunulduğu yarayıcı bir ortam sunmayı hedefliyor.” SEKTÖRDE İNOVASYONUN ÖNCÜSÜ Deutsche Post DHL Grubunun geçmişten gelen güçlü bir inovasyon portföyü bulunuyor. Grubun Express birimi 1969 yılında sektörünün kurucusu olmuş ve uluslar arası bir ağda zamanlı taşımacılık hizmeti sunan ilk şirket olmuştu. Daha yakın bir geçmişte, sağlık sektörü müşterilerine özel 7/24 sürekli sıcaklık takibi sağlayan bir çözüm olan DHL Thermonet piyasaya sunulmuştu. Ayrıca SmrtSensor ve Resilience360 gibi uygulamalar da yüksek değerli ürünler taşınan sektörlerde müşterilerin zorunlu istekleri olan güvenli ve emniyetli nakliye gibi avantajlar getiriyor. Deutsche Post DHL Group ayrıca şehirlerdeki trafik ve egzos problemi gibi çevre sorunlarına yönelik Packstation çözümünü geliştirdi. Bu kapsamda Almanya’da 1600’den fazla şehirde 2750 kolilik muhafaza imkanı bulunuyor. Şirketin elektrikle çalışan emisyonsuz StreetScooter aracından yaklaşık 140 tanesi halen Bonn sokaklarında dolaşarak şehre karbonsuz taşımacılık konusunda örnek oluyor. Parcelcopter ise Kuzey Denizindeki Juist adasına ilk düzenli drone ile nakliye projesinde test ediliyor. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]