Son yıllarda, Türkiye'den Avrupa'ya yapılan uluslararası taşımacılıkta minivan kullanımı dikkat çekici bir artış gösteriyor. Özellikle hızlı teslimat ihtiyaçları ve esnek taşımacılık çözümleri arayan işletmeler için vazgeçilmez bir seçenek haline gelen hafif ticari araçlarla yapılan ‘mikro taşımalar’, hızlı taşıma isteyen ihracat ve ithalatçılar için önemli bir seçenek sunuyor.
Türkiye'deki hafif ticari araçlarla yapılan uluslararası taşımacılığın hacmi giderek artıyor. Bu artışın temel nedenleri arasında, söz konusu taşımalarda hızlı gümrük işlemleri, kullanılan araçların dar sokaklarda ve şehir içi kullanımında daha kolay manevra yapabilme kapasitesi ve kısa teslimat süreleri yer alıyor.
Acil veya zaman kritik gönderiler, değerli eşyalar, hassas ekipmanlar veya özel gereksinimleri olan kargolar için tercih edilen mikro taşımacılığın hacmi özellikle Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki ticarette giderek artıyor.
Sektör temsilcileri, söz konusu taşımacılığının sunduğu avantajların yanı sıra, bu alandaki yatırımların ve teknolojik gelişmelerin de hacim artışında önemli bir rol oynadığını belirtiyor. GPS takibi, yük sigortası ve özel paketleme hizmetleri gibi yenilikler, bu tür taşımacılığı daha güvenilir ve tercih edilir hale getiriyor.
Türkiye'deki lojistik ve nakliye şirketleri, uluslararası taşımacılıkta van sınıfındaki hafif ticari araçların kullanımındaki artış trendinin devam edeceğini öngörüyor. Bu, hem sektördeki şirketler için yeni fırsatlar yaratıyor hem de Türkiye'nin Avrupa'ya olan ticaretinde önemli bir rol oynuyor.
Geçiş belgesi avantajı
Hafif ticari araçlarla yapılan lojistik operasyonlar, özellikle Türkiye'den Avrupa'ya yapılan uluslararası taşımalarda işlemlerinde, treylerlere kıyasla önemli avantajlar sunuyor. Bu avantajların başında, geçiş belgesi sorununun yaşanmaması geliyor. Hafif ticari araçlar, TIR'lar gibi ağır vasıta kategorisine girmediğinden, pek çok ülkede geçiş belgesi gerektirmeyen araçlar arasında yer alıyor. Bu durum, söz konusu araçlarla yapılan taşımalarda, bürokratik engellerin ve bekleme sürelerinin azaltılmasına olanak tanıyor, böylece taşıma süreçleri hızlanıyor ve maliyetler düşüyor.
Eyüp Lojistik, geçtiğimiz günlerde yaptığı yatırımla 40 adet Fiat Ducato’nun 15 metreküplük van versiyonunu filosuna ekledi.
Eyüp Lojistik’le Türkiye'den Avrupa’ya 3 günde teslimat
Mikro taşımaların öncü firmalarından Eyüp Lojistik, bu taşıma türündeki yenilikçi yaklaşımı ve hızlı teslimat vaadi ile dikkat çekiyor. 2014 yılında başlattığı minivan taşımacılığı hizmetiyle sektördeki dinamikleri değiştiren firma; hız, esneklik ve güvenilirlik alanlarında yeni standartlar belirliyor.
Teknoloji ve yenilikçilikle öne çıkan hizmetler
Eyüp Lojistik Express Minivan Direktörü Ersin Bartık liderliğindeki minivan taşımacılığı ekibi, hava kargodan daha hızlı olan kapıdan kapıya teslimatlarla müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıyor. GPS takibi, yük sigortası ve özel paketleme hizmetleri gibi yeniliklerle mikro taşımacılığını daha güvenilir ve tercih edilir hale getiren Eyüp Lojistik, teknolojiyi etkin kullanarak sektördeki liderliğini pekiştiriyor.
Türkiye’nin en genç filosuyla kesintisiz hizmet
Sunduğu yenilikçi ve sorunsuz hizmetler sayesinde firmanın taşıma hacmi her geçen gün artan firma filosunu sürekli genç tutuyor. Hem bu amacı gerçekleştirmek hem de taşıma kapasitesini artırmak adına Eyüp Lojistik, geçtiğimiz günlerde 40 adet Fiat Ducato’nun 15 metreküplük van versiyonunu filosuna ekledi.
"Türkiye'nin en genç filosuna sahibiz" diyerek, Eyüp Lojistik'in araçlarını sürekli yenilediğini belirten Bartık, bu stratejinin araçların sorunsuz olarak görevlerini yerine getirmesini sağladığını ifade ediyor.
Yüzde 100 elektrikli araçla ilk teslimat
Verdikleri hizmetleri anlatan Ersin Bartık, “İlkleri yapmayı seviyoruz.” diyerek, şunları söylüyor: Yüzde yüz elektrikli araçla ilk seferimizi yaparken, ‘Yolda kalırsa, ne yapacaksınız?’ diyenler oldu. Biz de ‘Çekiciye yükler, yine yolumuza devam ederiz.’ dedik. Buna benzer birçok olayla karılaştık ancak yolumuza kararlılıkla devam ettik.
Örneğin Fiat Doblo Carlo XL ile Avrupa’ya ekspres kargo taşımacılığı yaptık. ‘Bu araçla taşıma yapılmaz.’ diyenler oldu. Bu gibi olumsuz yorumlara kulak vermedik, Almanya’dan Adana’ya söz konusu araç ile 36 saatte taşımayı yaptık." diyor.
“Hava kargodan daha hızlıyız”
Ersin Bartık, "Minivan taşımalarımızda hava kargodan daha hızlıyız. Kapıdan kapıya müşterimize doğrudan teslimat gerçekleştiriyoruz." diyor.
Eyüp Lojistik, GPS takibi, yük sigortası ve özel paketleme hizmetleriyle minivan taşımacılığını daha güvenilir ve tercih edilir hale getiriyor. Müşteriler, firma sayesinde, araçların konumunu anlık olarak takip edebilme lüksüne sahip oluyorlar.
Ayırt edici taşıma hizmetleri ve operasyonel başarılar
Eyüp Lojistik, standart dışı ve zorlu taşımacılık operasyonlarını başarıyla gerçekleştirerek sektördeki diğer firmalardan ayrılıyor. "Başkalarının yapamadığı taşımaları yapmamızla tanınıyoruz.” diyen Bartık, firmanın gıdadan tekstile, otomotivden parsiyel taşımacılığa kadar geniş bir yelpazede hizmet verdiğini vurguluyor. Bu çeşitlilik, firma için sadece bir taşımacılık işi olmaktan çıkıp, müşterilerin ihtiyaç duyduğu her alanda çözüm üretebilme kabiliyetini gösteriyor.
Geleceğe yatırım ve sektördeki liderliği
88 yıllık geçmişi boyunca sürekli evrim geçiren Eyüp Lojistik, "3 günde Avrupa" hizmeti ile sektördeki yenilikçi yaklaşımını pekiştiriyor. FIAT Ducato araçlarının filoya eklenmesi, firma için sadece bir başlangıç olup, geleceğe yönelik büyük yatırımların habercisi durumunda. Eyüp Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık'ın ifadesiyle, firma, lojistik sektörünün geleceğine inanıyor ve Türk şirketlerinin Avrupa'daki rekabet yarışına katkı sağlamaktan gurur duyuyor.
Eyüp Lojistik, tüm bu yenilikçi adımlarıyla, uluslararası minivan taşımacılığı alanında sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da lider firmalardan biri olmayı hedefliyor. Sürdürülebilirlik, müşteri odaklılık ve yenilikçilik ilkeleriyle hareket eden firma, sektördeki diğer oyuncular için de bir ilham kaynağı oluyor. Eyüp Lojistik, yüksek kalitede ve çevre dostu lojistik hizmetlerinin, global rekabetçilikte Türk firmalarına nasıl bir avantaj sağlayabileceğinin canlı bir örneğini sunuyor.