TURKISH CARGO 4 MİLYON TON KAPASİTEYLE EN BÜYÜK OLACAK THY’nin, yeni havalimanında kargo açısından da en büyük yatırımı yaptığını söyleyen Özen, “Bu kuracağımız tesis, dünyanın en yeni, tek çatı altında 175 bin metrekare ölçüsüyle en büyük ve dolayısıyla otomasyon sistemleri ile modern teknoloji uygulamaları açısından da en modern kargo tesisi devreye giriyor. İlk açılışta 2018 yılı sonuna kadar 2 milyon ton kargo elleçleyecek, 2023 yılında ikinci faza geçildiğinde 4 milyon ton kargoya sadece Turkish Cargo olarak ulaşmış olacağız.” dedi. Yeni hava kargo terminalinin özelliklerini de paylaşan Özen, şunları söyledi: “25 tane kargo uçağının park edebileceği alanlara sahip. 90 tane özel kargo kapısı var. Depolama sistemi ful otomasyon, insansız kara ve hava araçlarıyla yönetiliyor. Sadece kurye alanıyla beraber 7 bin 500 metrekare uluslararası transit e-ticaret kargo ve kurye hizmeti verebilecek bir alan söz konusu. 5 bin metrekare ilaç ve meyve sebze gibi ısı kontrollü ihracatının yapılması veya uluslararası transit için bir kargo kapasitesi var.” Hava kargonun da diğer sektörler gibi teknolojik trendlerinden yakından etkilendiğini vurgulayan Özen, yeni teknolojilerle ilgili uygulamalar kendilerinin yanı sıra, sektördeki bütün paydaşların gündemine girdiğini belirterek, büyük veri, insansız kara araçları, arttırılmış gerçeklik ve blockchain gibi bazı uygulamalar ve bu uygulamaların tesislerindeki durumuna da değinerek, “Dünyanın kargo açısından en büyük mega hubı olmaya aday İstanbul Yeni Havalimanı’nın Hong Kong, Lüxemburg, Dubai ve Frankfurt gibi rakipleriyle aynı zamanda dijital süreçler, gümrük süreçleri ve serbest ticaret açısından da rekabet edebilmesi lazım. Eğer bu rekabeti sağlayamazsak, sadece Türkiye’nin ihracatı ve ithalatıyla 6 milyon ton kapasiteyi doldurması mümkün değil.” dedi.Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusundaki dış ticaret hedefinin tamamen gerçekleşmesi ve bunun bir kısmının da hava kargo ile taşınacak katma değerli mallardan oluşması durumunda dahi 6 milyon ton kapasitenin en fazla yüzde 15’ini karşılayabileceğine dikkat çekerek, “Geri kalan yüzde 85 kısım ise dünyadaki transit hava kargo ve hava lojistiği pazarından pay alarak gerçekleşecek. Çin’deki bir Ali Baba, Amerika’daki bir Amazon dünyanın her yerine ürünlerini hava kargo ile göndermek istiyorsa, en doğru yer Türkiye ve İstanbul’dan aktarmalı bir şekilde transit kargo olarak yapmasıdır.”
“ÖNCELİKLE MEVZUATIN UYGUN HALE GETİRİLMESİ GEREKİYOR” İstanbul’un bir hub olarak, hem teknolojik, hem yatırım kapasitesi, hem de gümrük başta olmak üzere diğer süreçler ve dijital süreçler açısından rekabetçi bir konuma ulaşması gerektiğini söyleyen Özen, şöyle devam etti: “Bunun, birinci ayağında mevzuatın buna uygun hale getirilmesi ve Ticaret Bakanlığı, Sivil Havacılık, DHMİ gibi devletin otoriteleriyle ilgili rekabet gücünün artırılması, sürecin yeni halindeki gereksinimlerin karşılanması yönünde belirli değişiklikler yapılması lazım. Bu konuda çeşitli komite çalışmaları yürüyor. Biz Turkish Cargo olaraz üzerimize düşeni azami ölçüde, bizden beklenenler anlamında yapıyoruz. Kademe kademe yapılan bazı değişiklikler var. Yeni Havalimanının devreye girmesiyle bu konudaki değişimlerin hızlanacağını bekliyoruz ve inanıyoruz. Bundan dolayı da gerekli altyapıların gerçekleşmesiyle bu düzenlemelerin hayata geçeceğini umut ediyoruz.” Özen, transit kargolarda ve lojistik hizmetlerde dünyanın en büyük lojistik mega hublarıyla transit kargo ve lojistik hizmetlerinde rekabet edebilmek için özellikle gümrük prosedürlerinde ve bürokratik süreçlerde transit kargoya özel sadeleştirilmiş yöntemlerin, süreçlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Turhan Özen, “Bu çerçevede ilgili bakanlığımız ve genel müdürlüklerimizle çalışmalarımızı Turkish Cargo ve THY olarak yürütüyoruz.” diyerek, bu durumun diğer taşıma türleri için de geçerli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Hava kargoda hız daha kritik olduğu için, belki saatlik olarak bu hizmetleri verebilmek gibi bir beklenti ve ihtiyaç var. Yeni havalimanındaki transit ticaretini hava kargo hareketini gerçekten dünya ile rekabet eder ve dünyanın en büyük mega kargo hubı haline getirebilmek için özellikle serbest ticaret bölgesi uygulamasının hava kargoya özel olarak kurulması gerekiyor. Ayrıca bunun e-ticaret ekspres ve kurye global pazarlarında hizmet verecek şekilde yapılanması, yurtdışından gelen, bekleyen ve satış işlemine konu olan ürünlerin, yurtdışına gidecek olan kargoların bu serbest ticaret bölgesindeki güncellenmiş mevzuat altyapısına göre yönetilmesi lazım. İGA olsun Sivil Havacılık, DHMİ, diğer havayolları, lojistik firmaları, gümrük acenteleri başta olmak üzere tüm paydaşların da pastanın paylaşımıyla ilgili değil, pastanın büyütülmesi, dünya lojistik ve dünya hava kargo pazarından Türkiye adına daha fazla pay alınması için bir elden çalışmasında fayda var.”“PASTANIN BÜYÜMESİ THY’NİN PAZAR PAYINDAN DAHA ÖNEMLİ” Biz THY Turkish Cargo olarak Türkiye hava kargo pazarının yüzde 65’ine sahibiz. Pastanın büyümesi, Türk Havayolları’nın pazar payından çok daha önemli. Dünya hava ticaretinden pay almak Türkiye’nin ihracat ve ithalatından onlarca kat daha büyük lojistik hareketinin Türkiye üzerinden ve hava kargoda da İstanbul üzerinden olması, hem ekonomi anlamında milli bir dava hem de Türk işadamının ve ihracatçısının dünyanın tüm ihracat pazarlarına doğrudan ulaşabilmesi için büyük bir avantaj. Bu kadar büyük bir mega hubla büyük bir trafiği kargo için bu yeni havalimanında yaşatabilir hale gelirsek, diğer havayollarıyla birlikte varolan kapasiteyi üçe katlamak gayet mümkün. Bu da uzun vadede Türkiye’nin katma değerli ihracatı için son derece stratejik olduğunu biliyoruz.”
Editör: TE Bilisim