KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, lojistik sektörünün yüzünün teknolojiyle değiştiğini söyledi. Son yıllarda sektördeki sorunları çözecek fikirlerle lojistikte hizmet vermeye başlayan startup’ların, başarılı olduğunu belirten Öner, “Manuel yürütülen taşıma organizatörlüğü, işleri dijitale taşıyarak ciddi verim, zaman ve maliyet avantajı sağladı. Taşıma organizatörlüğünün dijitalleşmesi sektörde yıkıcı bir değişim.” dedi. Öner, lojistikte yükselen startup’larla ilgili şu bilgileri verdi:
- Dijital taşıma organizatörlüğü platformlarının çözümleri işleri hızlandırdı. Manuel süreçte, sevkiyat yapmak isteyen şirketler için fiyatlandırma şeffaf değildi ve bilgi sistemi iletişime kapalıydı. FreightHub’ın gelişimi, sektördeki yıkıcı etkinin iyi bir örneği oldu. İşe sadece bir platform olarak başlayan FreightHub, zamanla bir taşıma organizatörüne dönüşerek, Kuehne & Nagel, DHL ve UPS gibi köklü markaların karşısında rakip oldu. Dijital taşıma organizatörlüğü, müşterilerin farklı fiyat tekliflerine erişmesine, kendi sevkiyatını ayarlamasına ve eş zamanlı takip etmesine imkan sağlıyor. Müşteriler yüzde 40’a varan oranlarda daha az ücret ödüyor.
- Startupların sunduğu dijital taşıma organizatörlüğü platformları, maliyet konusunda şeffaflık sağladığı gibi bir yüklemenin taşınma sürecinde aktif şekilde yönetilmesine de imkan veriyor.
- Teknolojik gelişmeler sektörde güvenle karşılanıyor. Freightos, ABD’deki risk sermayedarlarından ve Avrupalı kuruluşlardan 94 milyon doların üzerinde yatırım aldı, sektördeki öncü şirketlerden CMA CGM ile işbirliği yaptı. Almanya merkezli FreightHub A Yatırım Turu için 20 milyon dolar temin etti. 2016’da pazara giren FreightHub, lojistik teknolojisi konusunda şu anda Avrupa’da lider.
Denizciliğe örnek oluyor
KPMG Türkiye’den Yavuz Öner, karadaki bu değişimi denizcilik sektörünün de ilgiyle izlediğini kaydetti. Öner, “Önde gelen denizcilik şirketleri de bu trende uyum sağlayarak kendi platformlarını geliştirebilir. Daha önce benzer iş birliği Maersk ve IBM arasında gerçekleşmişti. Bu işbirliğinin sonucunda küresel blokzinciri platformu TradeLens ortaya çıkmıştı. Önümüzdeki yıllarda, ‘Hizmet olarak yazılım’ modeli denizcilik sektöründe temel rekabet kriteri olarak karşımıza çıkabilir.” diye konuştu.
Denizcilik sektöründeki IMO 2020 düzenlemesine göre gemilerin kullandığı yakıtın sülfür oranına sınırlama getirildiğini ifade eden Öner, bunun da startup’lara başka bir fırsat yarattığını kaydetti. Öner, “Bu durum gemicilik şirketleri arasında yakıtın daha tasarruflu kullanımı için talep doğurdu. Startup’lar taşıma sırasında optimal düzeyde yakıt kullanımı için hangi rotanın izlenmesi gerektiğine yönelik net analizler sunmaya başladı. Searoutes.com yeni standartlara uygun yakıt tasarrufu sağlayacak rotalar belirlenmesi ve sürdürülebilirlik sağlanması için hizmet sunuyor, yakıt maliyetinde yüzde 10 düşüş vaat ediyor.” dedi.
Sensörlerle demirbaş takibi
Yavuz Öner taşımacılık sektöründe demirbaş takibinin de gündemdeki önemli konulardan biri olduğunu vurguladı. Öner, şunları söyledi:
“Eskiden müşterilerin yüklemelerini takip etmesi mümkün olmuyordu. Startup’lar bu sorunu çözmek için de hamle yaptı. Örneğin hava, kara ve deniz yollarındaki hareketleri gözlemlemek için radyo frekansını kullanan Hawkeye360 ABD’de 16,3 milyon dolar yatırım aldı. Makine öğrenimini kullanarak taşıma zamanını öngören ve yükleme takibine imkan sunan Clearmetal da ABD’de 12 milyon dolar yatırım elde etti. Bu startup’ların yalnızca takip imkanı sunarak büyümeyi sürdürüp sürdüremeyeceği şimdilik belirsiz. Takip teknolojisinin dijital taşıma organizatörlüğüyle entegre şekilde varlığını sürdürmesi senaryosu üzerinde duruluyor. Şimdilik ContainerXChange isimli bir platform, yüklemenin eş zamanlı olarak izlenmesine imkan sunuyor.”