- Covid-19’un global üretim ve satış perspektifinden değerlendirilmesi gereken bir küresel dalga hareketi olduğu kabul edilmeli.
- Tedarik zincirindeki gecikmeleri takip edebilen iş modelleri çok önemli bir ihtiyaç.
- Covid-19 krizi çok derin bir resesyona işaret eden önemli talep değişikliklerine neden oldu. Düşen satışlara aldanıp satış ekibini küçültmek doğru değil. Aksine mevcut insan kaynağı ile müşteri ilişkilerinin yönetimine ve dijital taleplere odaklanmak gerekiyor.
- İnsanlar önümüzdeki dönemde toplu taşımadan daha da uzaklaşacak ve güvende hissetmek için daha çok para harcamayı göze alacaklar.
- Güçlü likiditeye sahip olan şirketler bu dönemi yeni iş birlikleri, birleşme ve satın almalarla avantaja çevirebilirler. Bu kriz böyle şirketlerin pazarda kendilerini yeniden tanımlamalarına fırsat verecek.
- Kültürler arasındaki ayrımı görmek şart. Örneğin Çin ve ABD’de harcamaya eğilimli bir kültür var. Almanya ve Japonya ise harcamaya istekli değil.
- E-mobilitenin geniş kapsamlı uygulanabilmesi büyük ölçüde devlet desteğine bağlı olacak. Devlet desteksiz e-mobilite yalnızca büyük şehirlerde belirli bölgelerde uygulanabilecek.
- Rekabet yeniden tanımlanıyor. Yani, tedarik zincirinin dengede kalması, küresel talep azalmasının kabul edilmesi, dijital talep yönetimi yapılması gibi konularda küresel ortak çalışmayı ve iş birliğini gerektiren bir dönem başlıyor.
- Yöneticilerin yüzde 98’si fark yaratmanın anahtarı olarak sürdürülebilirlik konusunu görüyor ancak bu oran tüketicilerde yalnızca yüzde 17.
- Otomotiv sektöründe sürdürülebilirlik hakkında topluluk düşüncesi henüz oluşmamış. Bunun nedeni, otomotiv sektöründeki bir ürünün sürdürülebilir olup olmadığı ile ilgili sınıflandırma kriterlerinin henüz net olmaması ve tüketiciler açısından kararlarını etkileyecek kadar şeffaf olmaması.
- Covid-19 etkisiyle tüketiciler bu dönemde daha çok maliyet odaklı seçimler yapıyor, öncelikleri sürdürülebilirlikten uzaklaştı.
- Yöneticilerin yüzde 83’ü endüstri politikalarının ve düzenleyicilerin teknoloji ajandalarını yönlendirdiğini düşünüyor. Vergi indirimi ve devlet yardımları önemli etkenler olacak.
- Covid-19 etkisiyle ihracatta sıkıntı yaşanan dönem şirketleri zorluyor. Mesela bu yıl Çin’deki elektrikli araçlar için artırılan devlet yardımlarının Çin’in endüstri politikasında esneklik sağladığı görülüyor.
- Yöneticilerin yüzde 73’ü bir ülkenin sahip olduğu maden kaynaklarının o ülkenin tercih ettiği üretim teknolojilerini doğrudan etkilediği görüşünde.
- Hammadde, geleceğin otomotiv sektöründe bölgesel fark yaratma açısından çok önemli rol oynuyor. Hammadde uzun vadede sektörde tek bir küresel baskın oyuncu olmasını engelleyecek.
- Tek ve büyük bir bölgesel kaymadan çok, farklı teknolojilere, pazarlara ve uygulamalara birden fazla yerelleşmiş kaymalar bekleniyor.
- Otomotiv sektöründeki şirketler, tüketiciler için bağımsız ve bölgesel stratejiler üretmeliler.
- Teknolojik gelişime odaklanmış otomotiv sektörü, Covid-19 nedeniyle odağını ‘hayatta kalma’ ve operasyona kaydırmış durumda.
- Covid-19’un üretimi negatif etkilemesi sebebiyle, maliyet azaltma ve artan birleşme ve satın almaların görülmesi bekleniyor.
Araştırmayı değerlendiren KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri Hakan Ölekli, sektörün değişimle yol almaya ve dönüşmeye başladığını söyledi. Ölekli, “Covid-19’un otomotiv sektörüne etkisi çok yönlü. Talepteki temel değişikliği, tedarik zincirinin yeniden tanımlanmasıyla birlikte değerlendirmek gerekiyor. Pandemi nedeniyle sektörde durgunluk dalga dalga yayılırken talep ve üretimde bölgesel düşüşlere verilen tepki, otomotiv şirketleri için ‘yeni normalin’ parçası olacak. Rekabet anlayışının değişmesi ve iş birliği çözümleri araştırmadan çıkan bir başka önemli başlık. Otomotiv üreticileri ile bilişim ve teknoloji şirketleri arasında yakınlaşma kaçınılmaz görünüyor. Ancak otomotiv yöneticileri bu yıl aralarındaki rekabeti kabul ediyor. Nitekim en büyük 15 teknoloji şirketinin piyasa değeri, en büyük 50 geleneksel otomotiv ekipman üreticisi ve tedarikçisinin piyasa değerinden beş kat daha yüksek.” diye konuştu. Sektörde geleceğin perakendesinde ilk sırada araçlardaki yazılım odaklı gelişmelerin yer aldığını belirten Ölekli, otomotiv yöneticilerinin yüzde 60’tan fazlasının fiziksel perakende satış merkezi sayısının küresel ölçekte yüzde 20 ila 30 arasında azalacağı düşüncesinde olduğunu vurguladı.Kaynak: Hibya Haber Ajansı
Editör: TE Bilisim