Beş yıl içinde Avrupa’daki toplam depolama kapasitesini yaklaşık 60 bin metrekareye çıkaracak olan Sertrans Logistics, Türkiye ihracatına büyük katkı sağlayarak ihracat potansiyelini geliştirmeyi hedefliyor. Yerli ihracat dinamiklerini bilen sektörün öncü şirketi Sertrans Logistics’in Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, beş yılda 1 milyar avroluk bir ihracat getirisi öngördüklerini belirtiyor.
Türkiye’nin lider lojistik şirketi Sertrans Logistics, beş yıllık yurt dışı büyüme stratejisini açıkladı. Türkiye ihracatçısının uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla nüfuz etmelerini temin etmek ve önemli pazarlardaki ihracat performansının istikrarlı şekilde büyümesine imkân sağlayacak altyapı olanaklarının oluşturması sürecine destek verme hedefiyle önemli bir projeyi hayata geçiriyor.
Türk ihracatçısına önemli avantajlar sunacak olan Sertrans Logistics, proje kapsamında Almanya Düsseldorf’ta kuracağı 30 bin metrekare büyüklüğünde ana lojistik merkezi; Hamburg, Berlin ve Münih’te üç cep depo ve Birleşik Krallık, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya ve Hollanda’da 12 cep depo ile batı Avrupa'nın tamamında yerleşik düzeyde 3PL lojistik hizmeti verecek. Beş yılda yaklaşık 60 bin metrekare depolama alanı kurulması planlanan projede; Trieste ve Sete RoRo hatları, Halkalı üzerinden Budapeşte tren hattı intermodel bağlantısıyla birbirine bağlanacak. Projeyle serbest ve gümrüklü depolama, cross-dock lojistiği, elleçleme, e-ticaret/e-ihracat lojistiği (fulfillment), iade lojistiği (e-ticaret), gümrükleme, yurt içi palet dağıtım (B2B), yurt içi kargo dağıtım (B2C) gibi hizmetler Türk ihracatçısına sunulacak.
“Türk ihracatçısının ihtiyaçlarını tek çatı altında çözeceğiz”
250 milyon kullanıcının ve 69 milyar avroluk bir ihracat potansiyelinin olduğu 15 ülkenin (Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İspanya, Portekiz, İsviçre, Avusturya, Polonya, Çekya, Slovenya, İtalya, Hırvatistan, Birleşik Krallık) bulunduğu bölgede, Türk ihracatçısına bu pazarlarda kalıcı olma ve tüm lojistik ihtiyaçlarını tek çatı altında çözebilme imkanı sunacaklarını söyleyen Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, “Mevcut yurt dışı piyasasındaki koşullardan daha elverişli, Türk ihracatçısının ürünlerinin rekabetçiliğini destekleyici lojistik altyapımız ve uygun maliyetlerimizle ihracatçımızın yurt dışı pazarlardaki rekabet gücünün gelişmesini sağlayacağız. Proje kapsamında, ilgili merkezden hizmet alan firmaların stoklarının sürekliliğinin sağlanması adına, Türkiye ve Avrupa arasında yapılan tüm taşıma modlarındaki sevkiyatların yönetimini yapacağız. Yurt dışı büyüme planımızın ve iş modelimiz neticesinde ortaya çıkacak fayda maliyetlerden bir tanesi de Türk ihracatçısının ürünlerinin pazarda her daim bulunabilirliği ve 24 ila 48 saat içinde Avrupa’nın birçok noktasına teslim edilebilirliği şeklinde olacak. Pazardaki bir-iki günlük ürün teslim taleplerinin Avrupa’daki rakip üreticiler tarafından karşılandığı ortamda, Türk ihracatçısını daha önceden hiç olmadıkları kadar rekabette öne çıkartacağız.” dedi.
Bir milyar dolarlık ihracat potansiyeli
Projenin Türkiye ihracat hacmini artıracak büyük bir hamle olduğunu ifade eden Keleş, “Sadece e-ticarette yüzde 100 kapasiteye ulaşılması ve tüm ürünlerin Türk ürünleri olması durumunda, ülkemiz senede 750 milyon dolar ihracat kazanımı sağlayacak. Uluslararası taşımacılık, dağıtım ve depolama potansiyeli ise projede öngörülen kapasitelere erişildiği durumda Türkiye için 1 milyar doları aşkın dış ticaret kapasitenin oluşturulması anlamına geliyor. Böylesine önemli bir projede iş dünyasının ve önde gelen sivil toplum kuruluşlarının program ortakları olarak yer almasının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
E-ticaret ve e-ihracatta hızlı büyüme imkânı
Projeyle gelecek trendlerinde e-ticaretin ve e-ihracatın büyüme öngörüsü dikkate alınarak ilgili pazar ve yan pazarlarda e-ticaret lojistik hizmeti de verilecek. Bu kapsamda, Türk ürünlerinin yurt dışı pazarlar ve pazar yerlerinde bulunabilme kabiliyet ve kapasitesinin de artırılması hedefleniyor. Bu ürünlerin, müşteri hizmet ve maliyet beklentilerine uygun lojistik altyapısıyla nihai kullanıcılara sunulması, Türk ürünlerinin rekabette bir adım öne çıkartılmasına katkı sunacak. Aynı zamanda, e-ticaret ve e-ihracatta yüksek maliyet ve operasyonel verimsizliğe konu olan iade siparişler Avrupa’daki ilgili merkezde yönetilerek, tekrardan ihracata kazandırılacak ve böylece maliyet tasarrufu elde edilecek. Bu sayede Türk markalarının mevcut e-ticaret ve e-ihracat potansiyelinin geliştirilmesi hedefleniyor.
Projeyle sağlanacak avantajlar:
- Sadece e-ticaret kapsamıyla Türkiye’de yılda 750 milyon dolar ihracat kazanımı.
- Uluslararası taşımacılık, dağıtım ve depolama altyapısıyla Türkiye için 1 milyar doları aşkın dış ticaret kapasitesi.
- 24-48 saat içinde tam zamanında sevkiyat ile pazarda bulunabilirliğin yüzde 100 seviyelerine çıkartılması.
- Gümrüklü depolama alanıyla ürünleri tek çatıda altında millileştirme imkânı.
- İntermodal kanallar ile erişim ağlarının mevcudiyetiyle Avrupa Birliği mevzuatlarına uyum.
- Pazaryerleri üzerinden Türk ürünlerini yabancı pazarlarda sergileyebilme imkânı.
- İade süreçlerindeki ek maliyetlerin tasfiye edilmesi.
- Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları için istihdam olanağı.