2023 yılını, ihracatta da yeni rekorlarla tamamlayan TEMSA, ihracat gelirlerini 2022 sonuna göre yüzde 92’lik yükselişle 182 milyon dolara taşıdı.
2020 yılı sonu itibarıyla, Sabancı Holding-PPF Group ortaklığı çatısı altında faaliyet göstermeye başlayan TEMSA, dünyada COVID ve diğer ekonomik çalkantıların olduğu 2020-2023 dönemini büyük finansal başarılarla tamamladı. Yurt içinde araç parkını genişletirken, yurt dışında da küresel ayak izini güçlendiren TEMSA, 2023 yılını 9,2 milyar TL’lik toplam gelirle kapatırken, şirketin toplam araç satışları 3.391 adede yükseldi. 2020 yılı sonunda 771,5 milyon TL’lik gelire sahip olan TEMSA, böylece 2020-2023 döneminde yüzde 1.090’luk bir ciro artışına imza atarak, söz konusu dönemde Türkiye’nin en hızlı büyüyen sanayi şirketleri arasında yerini aldı.
Hem otobüste hem midibüste birinci
Bugüne kadar dünyanın 70’e yakın ülkesinde 15 binden fazla aracı yollara çıkaran TEMSA, ihracat alanında da tarihi başarılara imza attı. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) verilerine göre, 2023 yılında hem otobüs hem de midibüs segmentinde, adetsel bazda sektörde ihracatını en çok artırmayı başaran şirket olan TEMSA, Türkiye ekonomisine desteğini bir kez daha ortaya koydu. İhracat gelirlerini geçtiğimiz yıla göre yüzde 92 oranında artıran TEMSA, 182 milyon dolar ihracat geliriyle bu alanda tarihinin en yüksek seviyesine ulaşırken, Kuzey Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere ve İtalya gibi öncelikli pazarlarda varlığını güçlendirmeyi sürdürdü.
Gelirlerin yüzde 61'i yurt dışından
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunun TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, şirket olarak çok başarılı bir dönemi geride bıraktıklarının altını çizerken, “Son 3 yıla baktığımızda, her yıl üç haneli bir ciro büyümesi yakaladık. Konsolide rakamlarla birlikte değerlendirdiğimizde, TL bazında son 3 yılda gelirlerimizi yüzde 1.090’lık artışla 9,2 milyar TL seviyesine ulaştırdık. Dolar bazında ise, tüm zorlu ekonomik koşullara rağmen, ciro artışımız yüzde 252’yi buldu. Bugün itibarıyla ciromuzun yaklaşık yüzde 61’ini uluslararası işlerimizden sağlarken, yüzde 39’unu ise Türkiye operasyonlarımızdan elde ediyoruz. Bu dengeli dağılım sayesinde, bir yandan dünyadaki olası zorluklara karşı bir koruma mekanizmasına sahip olurken, bir yandan da Türkiye ekonomisine döviz kazandırmaya, Türkiye’deki katma değerli ihracat seferberliğine katkıda bulunmayı sürdürüyoruz.” dedi.
İhracatta tarihi başarı
TEMSA’nın büyüme hikayesinde küresel ayak izini güçlendirmenin çok önemli olduğunun altını çizen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Bu kapsamda, öncelikli pazarlarımız olarak nitelendirdiğimiz Avrupa ve ABD’de de son derece başarılı sonuçlara imza attık. Müşteriyi çok daha iyi dinleyen, onların geri bildirimleriyle, araçlarını, teknolojisini çok hızlı bir şekilde geliştiren, sadece satışta değil satış sonrası süreçlerde de müşterisinin daima yanında olan bir TEMSA yarattık. Buradaki yetkinliklerimizi güçlendirirken bir yandan da finansman ve servis alanında yenilikçi hizmetleri müşterilerimize sunmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, müşterilerimizin finansman ihtiyacını karşılamak üzere TEMSA Finans çözümünü ABD’nin ardından Türkiye’de de devreye aldık.” dedi.
Müşteri odaklı yaklaşımlarının ihracat rakamlarına da olumlu şekilde yansıdığını ifade eden Tolga Kaan Doğancıoğlu, “2023 yılında 182 milyon dolarlık ihracat gelirimizle TEMSA tarihinde de bir ilke imza attık. Öncelikli pazarlarımız arasında başı çeken Kuzey Amerika’da yüzde 36’lık bir büyüme performansı ortaya koyarken; EMEA bölgesinde yüzde 31; Batı Avrupa’da ise yüzde 78’lik büyüme rakamları yakaladık.” ifadelerini kullandı.
"Elektrifikasyondan sonra hidrojene de öncülük ediyoruz"
Tüm bu finansal başarıların yanında, TEMSA’nın küresel büyüme vizyonunun merkezinde yer alan sıfır emisyonlu araçlarda da önemli stratejik adımlar attıklarının altını çizen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “TEMSA olarak bizim elektrifikasyon ve sıfır emisyon yolculuğumuz 2010’ların başında başlıyor. Yani burada 15 yıla yaklaşan bir tecrübemiz var. Sadece elektrifikasyonu değil, alternatif yakıtların tamamını kapsayan bir Ar-Ge yaklaşımıyla, geleceğin sürdürülebilir mobilitesine öncülük etmeyi hedefliyoruz. ASELSAN ile birlikte, Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otobüsünü piyasaya sunan şirket olarak bu kez da Portekiz merkezli CaetanoBus ile iş birliği halinde Türkiye’nin ilk şehirlerarası hidrojenli otobüsünü bu yılın sonunda seri üretime hazır hale getirmiş olacağız. Bu aracımızla birlikte, bugün 8’i elektrikli 2’si hidrojenli olmak üzere toplam 10 farklı sıfır emisyonlu araç portföyümüzde olacak. Bu anlamda, dünyada müşterilerine en yüksek sayıda sıfır emisyonlu araç alternatifi sunan şirketler arasındayız. Sıfır emisyonlu araçlar konusundaki yetkinliğimizi pekiştirirken ayrıca CDP, SBTi, Global Compact ve Ecovadis gibi küresel platformlarla da koordinasyon halinde, iş süreçlerimizi ve iş modellerimizi sürdürülebilirlik odağında sürekli olarak geliştiriyoruz. Geçtiğimiz yıl, Avenue Electron otobüsümüz ile EPD (Environmental Product Declaration) belgesini almaya hak kazandık. Bu belgeyi bir otobüs aracılığıyla alan Türkiye'de ilk, dünyada ise altıncı üretici olduk. Şimdi de CDP raporlamamız neticesinde, henüz ilk başvuru yılımızda İklim Değişikliği A Listesi’ne dahil edildik. Tüm bunlar, bizim sürdürülebilirlik konusundaki samimiyetimizin, ciddiyetimizin ve kararlılığımızın göstergesi.” dedi.