[vc_row][vc_column width="1/1"][vc_column_text] Türkiye-AB ilişkilerinin en önemli boyutlarından birini oluşturan Gümrük Birliği’nin güncel gelişmeler ışığında değerlendirildiği etkinliğe Kamunun üst düzey katılımla yoğun destek verdiği görülürken; etkinliğin “19. Yılında Türkiye-AB Gümrük Birliği” başlıklı 1. Panel oturumu kapsamında söz alan konuşmacılar Gümrük Birliği’nin güncel ekonomik gelişmeler ışığında yeniden ele alınması gerektiği konusunda Türk tarafı ile AB tarafı arasında süregelen temaslar hakkında bilgi verdi. DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Türkiye-AB tam üyelik müzakerelerinin arzu edilen hızda ilerlemediğine vurgu yaparak, Türk ticaret dünyası adına belirli alanlarda sorunların hızla giderilerek ilişkilere yeni motivasyon ve ivme katılması gereğinin altını çizdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürü Dr. Mustafa Kaya, ulaştırma sektörümüzün AB’ye uyum düzeyinin çok yüksek olduğunu belirtti. Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Bekir Gezer de AB ülkelerinin kota kısıtlamalarının karşılıklı ticaretimize olumsuz etkilerinden bahsetti. UND AB Danışmanı ve AB ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol’un Gümrük Birliği’nin karar alma ve anlaşmazlıkların çözümü mekanizmalarının güncel ekonomik gerçekler ışığında yeni baştan şekillendirilerek Türkiye’ye daha fazla söz hakkı tanınması gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği Bakanlığı Tek Pazar ve Rekabet Başkanı Lale Çelik, konuşmasında Avrupa Birliği Bakanlığının tek pazarın daha etkin işleyişi bakımından Gümrük Birliği’nin sorunlu alanlarının iyileştirilmesi için AB nezdinde gerçekleştirdiği resmi girişimler hakkında bilgi verdi. Ekonomi Bakanlığı AB Genel Müdürü Murat Yapıcı da 2016 yılında Avrupa Komisyonu’nun 28 AB üyesi ülkeden onay aldıktan sonra Türkiye ile başlatmayı planladığı “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakereleri” hakkında yaptığı açıklamaların ardından çok yakında hem Türkiye tarafında, hem de AB tarafında Türkiye-AB gümrük birliği hakkında sektörel etki analizlerinin başlatılacağını belirten Yapıcı, uzun yıllardır AB tarafındaki muhataplar ile yürütülen müzakerelerde taşıma engelleri gibi önemli meseleleri titizlikle ele almaya çalıştıklarını, bazı konularda ülkenin farklı sektörel çıkarlarının da eş zamanlı olarak dikkate alınması gerektiğini aktardı. [/vc_column_text][vc_single_image image="3906" img_link_target="_self"][vc_column_text] “Etkin Bir Gümrük Birliği İçin Engelsiz Taşımacılık” konulu etkinliğin 2. Panel oturumunun açılışını panel moderatörü UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener yaptı. Panelde, Türkiye-AB tam üyelik müzakereleri kapsamında ulaştırma faslının rekabeti ve gümrük birliği gibi diğer alanlardan farklı ele alınmaya çalışılmasına eleştiri getirildi, ayrıca Temmuz ayında yayınlanan Etki Analizinin kağıt üstünde kalan bir belge olmaması gerektiğine dikkat çekildi. Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü’nün karar alma sürecinin bir parçası olarak, bağımsız bir konsorsiyum tarafından Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanabilecek bir karayolu taşımacılığı anlaşmasının olası etkilerinin analiz edildiği Etki Analizi sonuçlarının raportör Enrico Pastori tarafından aktarıldığı Panel, özel sektör ve kamunun “karayolu taşıma kotaları” meselesine dair değerlendirmelerine sahne oldu. Taşıt Araçları Yan Sanayicileri TAYSAD’ın Almanya’daki temsilcisi ve aynı zamanda Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliğine bağlı Türk Makine Tanıtım Grubu Danışmanı olan Ahmet Yılmaz, taşıma sorunlarının Türkiye’nin Almanya’ya ve diğer AB ülkelerine yönelik makine ve otomotiv ürün ve aksam ihracatının rekabet gücüne ciddi darbeler vurduğunu belirtirken, yurtdışı pazarlardaki kızışan rekabete yanıt vermek isteyen üretici ve ihracatçıların artık lojistik hizmetlerde hızın yanında, katma değerli hizmetlerle daha katma değerli hizmetler arayışında olduğunun da altını çizdi. Seminerde verilen mesajların bundan böyle Almanya’nın başkentlerinde ve diğer AB başkentlerinde ilgili STK’lara ve ekonomi paydaşlarına anlatılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, bu konuda ihtiyaç duyulan desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti. DEİK adına söz alan Genel Sekreter Mustafa Mente de, Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisi açısından sorunlu olan alanları arasında yer alan Serbest Ticaret Anlaşmaları konusuna değindi. Mente, Türkiye’nin, Gümrük Birliği kapsamında AB’nin Ortak ticaret Politikasının bir parçası olmasına rağmen AB’nin, yanına Türkiye’yi almadan bazı ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının ülkemizdeki ticaret erbabı için yarattığı sorunlara değinirken; Avrupa Birliği ile ABD arasında müzakereleri süren Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’nın dışında kalmasının Türkiye ekonomisi ve gümrük birliği açısından ciddi zararları olacağının altını çizdi. Dış Ticaret Uzmanı Elif Berrak Taşyürek, Ekonomi Bakanlığı AB Genel Müdürlüğü adına yaptığı değerlendirmede Ekonomi Bakanlığı’nın finansal desteği ile UND ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinasyonunda, bazı AB ülkelerinin taşıma kotası kısıtlamalarına karşı yürütülen hukuki sürecin, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakereleri ve Türkiye-AB arasında bir karayolu taşımacılığı anlaşmasına dair süren değerlendirmelerin ilerleyişindeki rolünü açıkladı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu Türkiye-AB karayolu kotaları sorunun yanında AB ülkelerinin Türk taşımacıların geçişlerine uyguladıkları kotaların yanında aldıkları yüksek geçiş ücretleri, sınırlardaki bekletmeler ve bazı taşıma modlarını kullanmaya zorlamaları gibi diğer sorunların da taşımacılarımızı zorladığını vurguladı. Tüfekçioğlu, bu konuda ilgili ülkelerin resmi heyetleriyle yürütülen müzakerelerde AB’nin tutumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Yayınlanan raporların kota meselelerine ticaret perspektiften bakıyor olmasından önem taşıdığını ve bunun sevindirici olduğuna dikkat çeken Tüfekçioğlu, Bakanlığın Avrupa Birliği’nin İsviçre, Romanya, Macaristan, Makedonya, Avrupa Ekonomik Alanı gibi 3. Ülkelerle imzaladığı taşımacılık anlaşmalarını inceleyerek, olması durumunda , Türkiye için ideal bir anlaşmanın şartlarının belirlenmesine çalışıldığını aktaran Tüfekçioğlu, meselenin malların serbest dolaşımı kapsamında ülkemizin mevcut Gümrük Birliği ile kazanmış olduğu haklar paralelinde imzaladığı taşımacılık anlaşmalarını inceleyerek , olması durumunda çözüme ulaştırılmasının önemini vurguladı. Derneğimizin üyesi olan ve 75 ülkeden 170 civarında meslek örgütünün üyesi olduğu, küresel karayolu örgütü Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’nun Yük Taşımacılığı ve Kolaylaştırma Sorumlusu Jens Hügel de, IRU’nun üyeleri adına savunduğu “transit serbestisi” hakkının ve sürücü vizeleri sorunlarının ilgili uluslararası platformlarda çözülmesi için girişimleri aktararak, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin tüm üye ülkeleriyle tek tek anlaşmaya çalışmasını beklemeden tek bir karayolu taşımacılığı anlaşması imzalaması gerektiğine dikkat çekti. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width="1/1"][vc_single_image image="3904" img_link_target="_self"][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width="1/1"][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width="1/1"][/vc_column][/vc_row]

Editör: TE Bilisim