Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) ile Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği’nin (ARÜSDER) organizasyonu ile gerçekleştirilecek, Ağır Ticari Araçlar Derneği’nin de (TAİD) panelle katkı verdiği “Ağır Vasıta, Treyler ve Üstyapı Zirvesi” kapsamında yapılan; "Pandemi Sonrası Sürdürülebilirlik", Şehir içi taşımacılık, lojistik, otobüs gibi farklı sektörlerde ortaya çıkacak risk ve fırsatlar konulu panelin moderatörlüğünü TAİD Başkanı Ömer A. Bursalıoğlu yaparken, konuşmacılar; Ford Trucks Türkiye Direktörü ve TAİD Başkan Yardımcısı Burak Hoşgören, Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, Kässbohrer Yönetim Kurulu Üyesi İffet Türken, HAMA Oto Kiralama Genel Müdürü Kenan Çetin, Volvo Trucks Kamyon ve Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Kıvanç Kızılkaya ve Otokar İç Pazar Ticari Araçlar satış Direktörü Murat Kemal Tokatlı olarak sıralandı.

TAİD Başkanı Ömer A. Bursalıoğlu, dünden bugüne ağır ticarilerin geçirdiği gelişmeleri özetledi.  Bursalıoğlu, “70’lerde bir kamyon çekicisinin çıkardığı gürültü bugünkü 30 çekici kamyonun çıkardığı sese eşitmiş. Teknolojideki değişim; 50-60 yılda olan değişim, 3-4 yıla indi” dedi. 

Bursalıoğlu, fosil yakıtlara ihtiyacın azalması sürece önemli katkı sağlayacaktır. Ülkemizdeki dönüşümün hızlanması için dernekler olarak teşvik sistemlerini de izlememiz gerekiyor. 

Ford Trucks Türkiye Direktörü ve TAİD Başkan Yardımcısı Burak Hoşgören, “Hayatımıza pandemi girdi ve sürdürülebilirlikten daha çok söz etmeye başladık. Bütün dinamiklerin birbiriyle nasıl hareket ettiğini, halkaların birbirine bağlı olduğunu gördük ve ekosistemden söz etmeye başladık. Sürdürülebilirlikle birlikte hayatımıza paydaşları, tedarik zinciri, yeşil mutabakat, karbon ayak izi gibi unsurlar girdi. Kısıtlı kaynakların etkin kullanılması ön plana çıktı. Bununla ilgili çalışmalar hızlandı. İnovasyon hayatımıza girdi. Müşterinin işini hızlandırmak için teknolojiyi ve bağlı teknolojileri nasıl geliştirebileceğimiz konuları da gündemimizde yer aldı. Sıfır emisyon, karbon dönüşüm programları, elektrikli araçlar, çevreci yakıtlar, otonom araçlar hayatımızın baş köşesinde yer almaya başladı” diye konuştu. 

Bağlantılı araçlar konusunda da görüşlerini aktaran Hoşgören, “Kimse beklemek istemiyor. Tüm bunların hepsinde bağlantılı araçları gündeme getiriyor. Hız o kadar hayatımızın içinde ki son kullanıcı da beklemek istemiyor. İşlerini sürtünmesiz bir şekilde gerçekleştirmek istiyor. Bunun yolu da her hareketi takip etmekten geçiyor. Bu da bağlı araçların sayısını artırmaktan geçiyor. Şanzımanda bir sorun çıkınca uzaktan yazılım yükleyebilecek hale geldi. Bunun bir sonraki aşaması, önceden bozulacak parçayı tahmin edip, en yakın servise müşterimizi yönlendirmek ve aracı hiç bekletmemek. Bu yöndeki talepler de artıyor. Bunun da yolu dönüşümden geçiyor. Ekiplerimize eğitimlerimizi buna göre veriyoruz. Çevik çalışma yöntemini hayatımıza dahil ediyoruz. Sektördeki bir çok şey değişiyor ve çalışma yöntemlerimizde de farklılıklara gidiyoruz.” 

Kassbohrer Yönetim Kurulu Üyesi İffet Türken, sürdürülebilirlik kapsamında inovasyonun ön plana çıktığını, kendileri de çalışmalarını bu yönde ilerlettiklerini belirterek, "Yük taşımacılığının 2040 yılına kadar yüzde 45 artacağını bunun için adımların şimdiden atılmaya başlandığını anlattı. Yeni araç kombinasyonları ve yeni mevzuatları gerekli kılan gelişmelerin ortaya çıktığını aktaran Türken, “Emisyon şartlarını biz memnuniyetle karşılıyoruz. Ar-Ge’mizi ön plana çıkarıyoruz. Geniş bir inovasyon eke sisteminde müşterilerimizle, tedarikçilerimizle, üniversitelerle iş birliği içinde çalışmalıyız. Intermordal dediğimiz taşımalar ön plana çıkıyor, daha uzun araçlar gelişiyor bunu destekliyoruz, akıllı teknolojileri yatırım yapılması gerektiğine inanıyoruz. Avrupa İnovasyon Ödüllerinde 2021 yılında 3 kategoride ödül kazandık.” dedi.

Tırsan, treyler sektörünün Avrupa’daki en prestijli inovasyon ödülü olan Treyler İnovasyon 2021 Ödülleri’nde 4 ödül birden kazanmıştı. Almanya’da düzenlenen uluslararası yarışmaya Kässbohrer ve Van Eck markaları ile katılan Tırsan; Çok Fonksiyonlu Arka Tampon RUPD-5K1 ile “Komponent” kategorisinde 1.’lik; ilk ve tek 45ft Rulo Swap Body aracıyla “Gövde” kategorisinde 2.’lik; Treyler Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri ile “Akıllı Treyler” kategorisinde 2.’lik ve Yeni Modüler Yükleme Ünitelerine uygun Rollerbedli Araçlarıyla “Çevre” kategorisinden 3.’lük ödülü aldı. Tırsan, 2017’den beri aldığı Avrupa Treyler İnovasyon Ödülleri’ne, 2021 ödüllerini de ekleyerek, toplam yedi kategoride yedi ödülü de alan Avrupa’daki ilk ve tek şirket olmuştu.

Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, içten yanmalı motorlardan, yeni nesil araçlara geçiş sürecini özetledi. Kurt, “Avrupa’daki Yeşil Mutabakat, Paris İklim Anlaşması kapsamında bizim de ülke olarak karbonnötr hedefimiz var. 2030’a kadar sıfır emisyonlu araçların üretilmesi gündemde” diyerek, şöyle devam etti:

Mercedes-Benz Türk, Geleceğin Yıldızları İçin Mesleki Eğitime Yatırımını Sürdürüyor Mercedes-Benz Türk, Geleceğin Yıldızları İçin Mesleki Eğitime Yatırımını Sürdürüyor

“Elektrifikasyon ve karbonötr bir dünyaya geçişi sağlamak için seçilmesi gereken çeşitli yollar var. Binek araçlarla ağır ticari araçlar ayrılıyor. Binek araçlarda batarya teknolojisi söz konusu. Ağır ticaride ise belirli kısıtlar var. En önemli unsur menzil. 350 kw batarya ile ortalama 350-400 km menzilden söz ediyoruz. Bu da kısa mesafe ve şehiriçi araçlar için elverişli. Uzun mesafe hidrojenle beslenen yakıt hücresi içeren teknolojilerle 1.000 km ve üzeri menzilden söz etmek mümkün. 

Örneğin, iki deposu olan bir dizel motorlu çekici ile 4.500 km yol katederek Edirne-Stutgart arasını kat edebilirsiniz. Hidrojen yakıtlı araçlar söz konusu olduğunda ise ne kadar verimli olursa olsun arada dolum istasyonları gerekiyor. Dolum istasyonları için büyük yatırımların yapılması gerekiyor. Bir yandan da hidrojen yakıt hücresinin daha verimli hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Elektrikli araçlar söz konusu olduğunda ise dağıtım kamyonları için şarj istasyonlarının kurulması gerekiyor. Sonuçta bu, adapte olmamız gereken bir süreç. 

Yeni nesil yakıtlara geçiş sürecinde sektörü temsil eden derneklere de önemli görevler düşüyor. AB geçiş sürecinde önemli teşvikler veriliyor. Türkiye’de ise takvim çok net değil. Paydaşlarımızın bu dönüşümün en verimli biçimde yapılması için bizlere de sorumluluk düştüğü kanaatindeyim. Artık 10 yıllık bir zaman diliminden söz ediyoruz. Kendimizi bu eko sisteme hazırlamak durumundayız.”

Alper Kurt, “Otonom sürüşün beş kademesi var. 5 tamamen otonom. Şu anda ağır vasıta dünyası ortalama, -bazı özel teknolojik firmalarının çalışmalarını bir kenara bırakırsak- tüm Avrupalı üreticiler 2 seviyede üretim yapıyorlar. 

Otonom sürüş konusu gelişmeye devam edecek. Ülke ülke altyapılara göre geçişin takvimi değiştiriyor olabilir. Ama bu konuda otonom sürüş seviyesi 3,4,5. Çok başka bir toplam sahip olma maliyetinden söz etmeye başlayacağız.”

Otokar İç Pazar Ticari Araçlar satış Direktörü Murat Kemal Tokatlı, pandemi sürecinden en olumsuz yönde etkilenen otobüs sektörü olduğunu belirterek, “Pandeminin başında herkes evine kapandı. Personel servisi, seyahat kısıtları, turizmde daralma nedeniyle otobüs satışları büyük ölçüde azaldı. 2013’te 8 bin adet olan pazar, 2019’da 2 bin seviyesine indi. Hala 2 bin 500 adedi geçemedik.” dedi. 

Alternatif yakıtlar konusunda da değinen Tokatlı, “Alternatif yakıtta en hızlı ilerleyen otobüs sektörüdür. Şehiriçi elektrikli, cngli, hibrit otobüsler paylarını artırmaya başladı. Maliyetlerden dolayı Türkiye’de henüz tam istenilen seviyede olmasa da gelişmeler Avrupa’da 27 bin adetle kapandı. Bunun önemli kısmı elektrikli araçlardan oluşuyor. Dolayısıyla Avrupa’da ihaleler elektrikli ve CNG’li araçlara açık. Türkiye otobüs üretim pazarı diyorsak, kendini bu alanda geliştirmesi lazım. Ciddi sayıda otobüs üretici var Türkiye’de… Bu şirketler, Ar-Ge’ye önemli pay ayırıyorlar. Biz de ciromuzun yüzde 8’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Ar-Ge ve teknoloji önemli. Teknolojiden geri kalmamak gerekir.” dedi. 

Elektrikli araçlarla ilgili gelişmelere de değinen Tokatlı, “Elektrikli otobüslerde iki türlü sistem var: İlk seçenek; aracı gece şarja koyuyorsunuz, gündüz çalışıyor. Ancak menzili kısıtlı en fazla 300 km. Avantajı ise güzergah açısından serbest.  Diğer bir sistem duraklara pantograf konuluyor ve araçlar şarj oluyor ama güzergah dışına çıkılamıyor. Avrupa’da şehir içi ulaşımda pantograflı sistem yaygınlaştı” diye konuştu.

HAMA Oto Kiralama Genel Müdürü Kenan Çetin, uzun yıllardır ağır ticari araçlar alanında operasyonel kiralama sektöründe uğraş verdiğini belirterek, şunları söyledi:

“Üretici firmaların ürünlerini satın alıyoruz ve son kullanıcı olan lojistik firmalarına operasyonel kiralama olarak hizmetlerine sürüyoruz. Sektörün gelişimini yakından takip eden bir kurum haline geldik. Pandeminin ikinci yılındayız, umut ışıkları biraz görünmeye başladı. Pandemi bize çok ciddi şeyler öğretti. Dünyanın bir çok ülkesinde bizimki içerikli konular gündeme alınıp konuşuluyor. Var olmak kelimesinin arkasında, sürdürülebirlik sözcünü yerleştirdik hayatımıza. Dünyanın geleceğine yönelik önlemleri almamız gerektiği ortaya çıktı. Sektörümüz, yeni duruma hızlı reaksiyon gösterdi. Hiçbir şeyi eskisi gibi yapamazsınız. Eskisi gibi yaparsanız da hedeflerinize ulaşamazsınız. Günlük yaşamımızın sağlıklı bir ekosistem ile sürdürülmesi zorunluluğu ortaya çıktı. 

“Lojistik sektörünün emisyonların 5’te birini ürettiğini biliyoruz. Sıfır karbon emisyonuna ulaşması gereken sektörümüz, lojistik firmaları bunun neresinde? Ortalama 20 senelik bir geçiş süreci var. Üreticilerin teknolojik gelişimlerine bağlı olarak. Teknolojik değişimin yatırım maliyetleri var. Bu da son kullanıcıya sirayet edecek. Sektör oyuncuları bu yatırımların karşılığını alabilecek mi sorusu gündeme geliyor. Bu yeni teknolojileri kullanacak sürücüleri bulmama riski var. Dolayısıyla sürücülerin yeni teknolojili araçları efektif olarak kullanabilmeleri için gerekli eğitimleri almaları lazım.”

“Gelecekteki yüksek teknolojik araçları kullanmaları konusunda daha ciddi sorunlar çıkabilir. Dolayısıyla devletin de desteği ile sürücülerin gerekli eğitimleri almaları büyük bir ihtiyaç. Burada bir alternatif daha var. Mevcut araçların da hidrojen yakıt hücrelere dönüştürülebileceğini de dikkate almak lazım. Bizim de partnerlik yaptığımız bir firma 140 aracı tamamen elektrikli araçlara çevirdi. 

Sonradan takılmış hidrojen yakıt hücreleriyle mevcut kullandıkları yakıta yakın bir performans yakalamayı hedefliyorlar. 

Hidrojen hücreli araçların ön palana çıkacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Ama her şekilde son kullancı bu araçları almak isteyecek. Operasyonel kiralama konusu da burada gündeme geliyor. Kiralamacı olarak bu tür gelişmelerde, her türlü yeni ürünü alıp müşterilerimize sunma hedefimiz var. Bir çok kullancı bu tür araçları ne zaman hizmete sokabileceğimizi soruyorlar. Biz bu konuda her zaman bir parçası olmayı arzuluyoruz. Çok iyi niyetle sektör bu değişime kendini adapte olmayı arzu ediyor.”

       

Editör: TE Bilisim