İnsanlık, tarih boyunca gelişimini doğayı dönüştürme yeteneğiyle şekillendirdi. Ateşin keşfi, sanayi devrimi, elektriğin yaygınlaşması ve dijital çağ derken, şimdi yeni bir eşikte duruyoruz: Yapay zeka ve robotik süreçler, yalnızca hayatı kolaylaştıran araçlar olmaktan çıkıp, iş dünyasını, üretimi ve lojistiği baştan şekillendiren bir güce dönüştü.

Bu dönüşüm, büyük bir fırsat mı yoksa iş gücü için bir tehdit mi? Tarih boyunca her büyük teknolojik sıçrama, geleneksel iş modellerini değiştirdi, bazı meslekleri ortadan kaldırırken, yeni istihdam alanları yarattı. Sanayi devrimi birçok mesleği geride bıraksa da, milyonlarca yeni iş sahası doğurdu. Bugün de benzer bir dönüşüm yaşanıyor: Yapay zeka ve robotlar, yalnızca işleri devralan değil, insanlarla birlikte çalışan ve yeni fırsatlar yaratan bir dinamik olarak konumlanıyor.

Özellikle lojistik sektörü, bu değişimin merkezinde. İnsan iş gücünün yerini alan “metal yakalı” robotlar, hız, doğruluk ve verimlilik açısından yeni bir çağın habercisi. Ancak bu, sadece makinelerin yükselişi değil; insan ve teknolojinin birlikte çalıştığı hibrit bir iş modeline geçiş anlamına geliyor.

İşte bu dönüşüm, C.I.L.T. Türkiye Next Generation tarafından düzenlenen “Lojistiğin Geleceği – Metal Yakalılar” etkinliğinde detaylı şekilde ele alındı. C.I.L.T. Türkiye Taksim Genel Merkezinde gerçekleşen etkinlikte, yapay zeka, robotik süreçler ve inovasyonun lojistik sektöründeki etkileri tartışıldı. Katılımcılar, lojistikte otomasyon ve dijitalleşmenin iş gücünü nasıl dönüştürdüğüne tanıklık ederken, etkinliğin en dikkat çekici anlarından biri de lojistik sektöründe kullanılan bir robotun becerilerinin fiziksel olarak sergilenmesi oldu.

Canan Alkin

Lojistiğin Geleceğinde Robotlar Merkezde

Etkinlikte konuşan Robot İstihdam Ajansı Kurucusu Canan Alkın, robotların artık lojistik sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldiğini vurguladı.

“Depolarda, fabrikalarda çalışan robot ağımız her geçen gün genişliyor. Biz de şirketlere en uygun robotları sağlamak için çalışıyoruz. Portföyümüzde beyaz yakalı dijital çalışan robotlardan otonom robotlara kadar geniş bir yelpaze var.” diyen Alkın, lojistik sektörünün teknolojiyle olan ilişkisini şu verilerle destekledi:

Ortalama verimlilik: %82
Ortalama maliyet avantajı: %60
Ortalama hız artışı: 6,5 kat
Doğruluk oranı: %99,9

Robotlar yalnızca lojistik operasyonlarını hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda hata oranlarını da minimuma indirerek sektör standartlarını yeniden belirliyor.

Türkiye, Robotik Dönüşümde Geride mi Kalıyor?

Dünya genelinde robot pazarının 370 milyar dolara ulaşması beklenirken, Türkiye bu alanda henüz dünya ortalamasının gerisinde.

Türkiye’de 2023 yılında 5.100 robot kurulumu gerçekleştirildi, ancak 10 bin çalışana düşen robot sayısı dünya ortalamasının oldukça altında kaldı (Türkiye: 53, Dünya: 162).

Canan Alkın, otomotiv, cam sanayi ve lojistik sektörlerinin robot kullanımında öncü olduğunu vurgularken, Türkiye’nin robotik dönüşüme daha hızlı adapte olması gerektiğini belirtti.

Teknolojiye Uyum Sağlamayan Kaybedecek

Etkinlikte, teknolojik dönüşüme ayak uyduramayan şirketlerin rekabetin dışında kalacağı yönünde önemli uyarılar yapıldı. Generatif yapay zekanın Türkiye’de benimsenmesinde yaşanacak 5 yıllık bir gecikmenin, potansiyel GSYİH artışını % 5’ten % 1’e düşürebileceği de ifade edildi.

Alkın, “2028 yılı itibarıyla tüm veriler gözlemlenebilir, yönlendirilebilir ve manipüle edilebilir hale gelecek. Şirketlerin dijital dönüşümü bir seçenek olarak görmesi artık mümkün değil, bu bir zorunluluk.” diyerek, dönüşüme direnç gösteren işletmelerin büyük ekonomik kayıplar yaşayabileceğine dikkat çekti.

2030'de Lojistikte Neler Değişecek?

Etkinlikte lojistik sektörünün geleceğine dair altı temel dönüşüm alanı vurgulandı:

Akıllı Lojistik: Optimize edilmiş depolama ve sevkiyat süreçleri.
Dijital Lojistik: Otonom araçlar, elektronik teslimatlar, drone taşımacılığı.
Yeşil Lojistik: Düşük enerji tüketen, karbon nötr robotik depolar.
Yavaş Taşımacılık: Akıllı optimizasyonla enerji tüketiminin azaltılması.
Rekabetçi İşbirliği: Ortak platformlarla verimli tedarik zinciri yönetimi.
3D Baskı ile Esnek Üretim: Daha az stok, daha fazla kişiselleştirilmiş lojistik çözümleri.

Lojistik sektörünün geleceğinde otonom araçlar, yapay zeka destekli rota optimizasyonları ve akıllı depolar büyük rol oynayacak.

Mert Akyildiz-1

Gençler İçin Yeni Fırsatlar

Etkinliğin ev sahibi C.I.L.T. Türkiye Next Generation Başkanı Mert Akyıldız, genç profesyonellerin lojistik sektöründeki rolüne dikkat çekerek, "18-35 yaş arasındaki gençleri sektöre kazandırmak ve onlara tüm lojistik araçlarını kullanma fırsatı sunmak istiyoruz" dedi.

Akyıldız, Kutup Lojistiği gibi özel alanlara yönelik eğitim programlarıyla gençleri sektöre kazandırmayı hedeflediklerini belirtti.

"Yapay zekanın insanların işlerini elinden alacağına dair kaygılar var. Ancak, teknoloji insanları işsiz bırakmak için değil, sorunları çözmek için var." diyerek, lojistik sektöründe insan ve teknoloji iş birliğinin önemine vurgu yaptı.

Robot

Boltas Trieste’deki Yeni Deposuyla Avrupa’daki Gücünü Artırdı Boltas Trieste’deki Yeni Deposuyla Avrupa’daki Gücünü Artırdı

Robotlar Ve İnsanlar: Geleceğin İş Modeli Ne olacak?

Amazon’un halihazırda 750 binden fazla robotla çalıştığı hatırlatılırken, CEO’ların yalnızca insanları değil, makineleri de yönetmesi gerekeceği vurgulandı.

Robotların iş gücünü tamamen devralacağı iddiası spekülatif olsa da, 2030 yılına kadar insanların haftalık çalışma süresinin 15 saate kadar düşebileceği tahmin ediliyor.

Peki, bu insan için daha özgür bir gelecek mi, yoksa yeni bir belirsizlik mi? Bu sorunun yanıtı, teknolojiyi nasıl yönlendirdiğimize bağlı olacak.

Görünen o ki; lojistik sektörü, insan ve makinelerin birlikte çalıştığı bir geleceğe doğru ilerliyor. Teknolojiye yatırım yapan ve insan kaynağını dijital dönüşüme adapte eden şirketler, rekabet avantajı elde edecek.

Bu dönüşümün kazananları, insan ve yapay zekanın birlikte çalışmasını en verimli hale getirenler olacak.