Nevzat Saygılıoğlu'nun yaptığı oturumda konuşmacılar ise
Şahap Çak, HİB Yön. Kur. Üyesi – Yük Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri Komite Başkanı, Fatih Şener (NETLOG Lojistik), Emre Eldener (Yönetim Kurulu Başkanı, UTİKAD), Turhan Özen (Genel Müdür Yardımcısı, Turkish Cargo) isimlerinden oluştu.
Oturumun ilk konuşmasını yapan
Turkish Cargo Genel Müdür YardımcısıTurhan Özen, Türkiye’nini 2023 yılı vizyonu kapsamında Turkish Cargo’nun vizyonunu fırsatlar ve tehditler kapsamında anlattı. İstanbul’un dünya üzerindeki konumunun önemine değinen özen, Turkish Cargo’nun Dünya’nın en fazla ülkesine uçan hava kargo şirketi olduğunu belirterek, 122 ülke, 307 nokta ve 85 kargo uçuş noktasına ulaşılabilir konumda olduğunu ifade etti. Türk Havayolları’nın 2023 vizyonunu anlatan Özen, bu yılı yüzde 3,7 ile kapatacaklarını söyleyen Özen, 5 yıl içerisinde dünyanın ilk 5 kargo şirketi içerisinde olmayı hedeflediklerini söyledi.
"Önümüzdeki 5 yıl içerisinde her yıl ton bazında yüzde 20 büyümemiz gerekiyor." diyen Özen, İnsan kaynakları, organizasyon, filo, hub anlamında çok ciddi yatırımların devam ettiğini söyledi ve dünyanın en büyük kargo kapasitelerinden birini sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.
Dünya ve Türkiye hava kargo pazarı hakkında da bilgi veren Özen, yıllık büyüme tahminlerinin yüzde 2,5 ile yüzde 4,9 arasında değiştiğini söyledi.
Turkish Cargo 2017 yılında 1,131 milyon kargo taşırken, pazar payını yüzde 3’e çıkardı. 2018 yılında yüzde 21 oranında büyüme ile taşınan tonaj miktarının 1,37 milyon ton düzeyine, pazar payının yüzde 3.5’e çıkarılmasının hedeflendiğini söyleyen Özen, dünyadaki bütün hava kargo ticaretinin belirli bir network üzerinden toplanıp dağıtıldığını belirterek, İstanbul’un bu anlamda stratejik bir konumda olduğunu belirtti.
DÜNYANIN EN BÜYÜK KARGO HUB’LARINDAN İLK İKİSİNDEN BİRİ OLMAYA ADAY
İstanbul Yeni Havailmanı’nın bu anlamda da büyük önem taşıdığına değinen Özen, İstanbul Yeni Havalimanı, 2,5 milyon ton bir kargo kapasitesine sahip olacağını, dünyanın ilk 5-6 kapasiteye sahip bir havalimanı olacak, faz iki ile ise 6 milyon ton kargo kapasitesine ulaşacağını belirtti.
Bunun altyapısının kurmanın önemine değinen Turhan Özen, “Birinci fazda 2 milyon ton, ikinci fazda 4 milyon ton kapasite için SmartIST kapsamında 2019 yılı sonunda çalışmanın tamamlanmasının hedefleniyor. Hava tarafında 25 tane uçak aynı anda yüklenip, operasyonu yapılabilecek.” diye konuştu.
İstanbul üzerine bu düzeyde bir kargo yükünü çekmek için, rakiplerden daha hızlı bir gümrük altyapısının kurulması gerektiğini söyleyen Turhan Özen, bunun gerçekleştirilmesi için birçok platformda çalışmaların yürütüldüğünü ve yakın zamanda bu çalışmaların meyvesini vereceğini ifade etti.
4 milyona yakın bir kargoyu 5 yıl içerisinde dünyanın bir yerinde üretilip, başka yerinde tüketilecek kargo yüklerini İstanbul üzerinden hareket ettireceğiz.
Netlog Logistics Uluslararası Taşımacılık Başkanı Fatih Şener ise karayoluyla taşınan ürünlerin kendine özgü yapısını dile getirdi, "Bazı mallar vardır ki sadece karayoluyla göndermeniz gerekir", diyerek Türkiye'nin ihracat hedeflerine değinerek, "Türkiye'nin bir ihracat hedefi varsa, lojistik hedefi de olmalıdır." dedi.
"TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİNDE LOJİSTİK STARTEJİSİNİN OLUŞMASI LAZIM"
Şener, Türkiye, acilen lojistik altyapısını ele alması gerektiğini, varolan altyapının mevcut dış ticaretin gerçekleşmesinde yetersiz kaldığını, ihracatın 3 katına çıkması durumunda ise daha da zorlaşacağını belirterek, "Türkiye, ihracatının yarısını Avrupa'ya yapıyor, karayolunun payı yüzde 43, karayolu reel olarak ise yüzde 80'in üzerinde. Dış ticaret açığı veren bir ülkenin belge sorunun olmaması gerekiyor." diyerek, Türk taşımacılarının vize ve belge sorununu yaşamaya devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin 2023 vizyonu kapsamında Türkiye'nin dış ticareti lojistiği stratejsinin oluşturulması gerektiğini söyleyen Fatih Şener, hizmet ihracatının stratejik önemine ve bunun gerçekleşmesi için kamu ile özel kesimin işbirliğinin önemine işaret etti.
UTİKAD Başkanı Emre Eldener ise oturum kapsamında yaptığı konuşmada, gümrük kapılarındaki sorunlara değinerek, dış ticaretin sağlıklı yürümesi için gümrük kapılarında yaşanan sorunların hızla çözülmesi gerektiğini ifade etti. Geçen yıl 38 milyar dolarlık hizmet ihracatı oldu. Yük ve yolucu taşımacılığı yüzde 80 ile çok ciddi bir ağırlığa sahip. Bu miktarın artırılmasını hedeflediklerini söyleyen Eldener, bunun için gümrük altyapısında iyileştirmelerin önemine değindi.
"Mal ihracatında damga vergisi kaldırıldı, hizmet ihracatçılarında kaldırılmadı. Bunun kaldırılması gerekiyor. Gereksiz bir takım maliyetlerimiz var." diyen Emre Eldener de İstanbul Yeni Havalimanı'nın önemine değinerek, 2023 yılındaki hedeflerin gerçekleşmesi dileğini dile getirdi ve bunun gerçekleşmesi için canla başla çalıştıklarını ifade etti.
Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) Yönetim Kurulu Üyesi Şahap Çak, ise depoculukla ilgili bilgiler verdi. "Lojistik alanında 40 yılı aştık. İlk günkü heyecanla devam etmeye çalışıyoruz. Bu süreçte birçok değişti ama değişmeyen şeyler de var. Lojistiğin doğumdan ölüme kadar her dakika ihtiyacımız olan bir olgu. Dünyada lojistiğin GSMH içindeki yeri yaklaşık olarak yüzde 8 oranındadır. 850 milyar dolar GSMH içinde 85 milyar dolarlık bir sektörü temsil ediyoruz. Ancak bu sektörün fuarında kamudan gerekli desteği görmüyoruz."
"BİR ÜRÜN REKABETÇİ OLACAKSA, ARKASINDA DOĞRU BİR LOJİSTİK SÜREÇ OLMALADIR"
Şahap Çak, "Lojistik dediğimiz zaman, nerede başlayıp nerede bittiğini bilmiyoruz. Her geçen gün büyüyen ve gelişen ihtiyaçlar var. Endüstri 4.0 aşamasına gelmiş durumdayız. Isı kontrollü depolar ve normal depolar söz konusu. Isı kontrollü taşıma ve depolama söz konusu. Kışın eksi 25 hava koşulunda Erzurum'da portakalı muhafaza etmeniz lazım. İlaç depoları da bu kapsadadır. Kuru depolar ise sanayiye dönük fabrikaların yanında olan, tüketime yönelik karışık malların depolanması, bir de e-ticaret lojistik depoları var. Bunların ortak noktası ise verimliliktir. Eğer işinizi verimli yapıyorsanız, rakiplerinizden bir adım öndesinizdir. Herkes mal üretiyor, kalitelisini de üretiyor. Burada da depolama, nakliye ve dağıtım gündeme geliyor. Dağıtım noktasında da tüm sistemin entegre olarak verimli bir şekilde çalışması gerekiyor. En iyi depoyu yaptığınızda ve en iyi yazılımı aldığınızda bir de insan faktörü ve bilgi birikimi gerekiyor. Burada da eğitim gündeme geliyor. Eğitim söz konusu olduğunda ise pratik anlamında sıkıntılar olduğunu, bu alanda eğitim alan öğrencilerin teorik olarak donandıklarını ancak pratik anlamında yeterli olmadıklarını belirtti." dedi.
İlaç depoları lojistiği konusunu dile getiren Şahap Çak, "İlaç fabrikalarında çok gelişkin bir teknoloji söz konusudur. Daha sonra bizim depolarımıza bu ilaçlar gelir. Bizde de yüksek standartlar söz konusudur. Tüm depolar ısı kontrollüdür. Depodan çıktıktan sonra ise dağıtımı serbest. Bu kadar dikkatle üretilen ve kontrol edilen ilaçlar ısı kontrolüne uymayan ambar kamyonlarıyla nakledilir. Biz, bunu yıllardır anlatıyoruz. Henüz bir yol alamadık. Gerekçe ise maliyetinin yükselmesi gösteriliyor.
Diğer bir handikap ise sebze meyvede ucuzluğu temin etmek için ısı kontrollüğü teşvik etmek. Ancak bu yolla uzuzluk sağlanamaz. Elbette ısı kontrollü taşımacılık olmalıdır. Bunun için aracın da bu tür bir taşımaya uygun taşıt olmalıdır. Ürünlerin tüketiciye sağlıklı olarak ulaştırılması gerekir.
Türkiye'nin yüzde 20 nüfusunun yaşadığı İstanbul, metrekaresi 700 ile 1.000 dolar arasında metrekare maliyetler söz konusu. Bu rakamlarla verimli depo yapmak mümkün değil. Organize sanayi bölgelerinde böyle alanlar tahsis edilebilir. Ne yazık ki lojistik sektörü için bu tür alanlar ayrılmıyor. Bu sorunları dile getiriyoruz. Lojistiğin önemi anlaşılıyor. Önümüzdeki günlerde Almanya'daki gibi bizim sektörümüzün öneminin anlaşılacağını umuyorum."
Türk taşımacılarının karşılaştıkları zorluklara değinen Şahap Çak, 500 milyar dolar ihracat hedefinin gerçekleşmesi için bu sorunların çözülmesi gerektiğini ifade etti.