Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın Webinar serisinin ikincisi olan "Pandemi Sürecinde Konteyner Taşımacılığı, Limanlar ve Demuraj Uygulamaları" 24 Haziran’da gerçekleşti. Sektörün yoğun ilgi gösterdiği webinarda COVID-19 öncesi ve sonrasında uluslararası denizyolu taşımacılığında sorunlar ve gelecek öngörüleri değerlendirildi.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener'in moderatörlüğünde ve soru-cevap yöntemi ile gerçekleşen webinara, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Cihan Özkal, TÜRKLİM (Türkiye Liman İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Genç, VDAD (Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Denizeri ve FIATA Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Jens Roemer konuşmacı olarak katılım gösterdi.
Eldener, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Cihan Özkal’dan pandemi döneminde denizyolu taşımacılığında yaşanan süreci değerlendirmesini istedi.
Özkal, “COVID-19 salgının dünya genelinde hızlı arttığı aylarda bazı ülkeler, ciddi karantina kuralları uygulayarak, gemi yaşam mahalleri ve hatta geminin tamamını da kapsayacak uygulamalara gittiler. Ancak birkaç istisna dışında tüm ülke limanları açıktı ve yük tahliyeleri yapılabildi. Limanlarda çalışan personel değişmeli olarak ve az seviyeye indirilerek, çalışmalarına çok sıkı tedbirlerle devam ettiler. Küresel deniz yolu yük taşımacılığı da dünya ticaretinde ciddi payı olan bir sektör olduğu için pandemi süresince çok etkilendi. Özellikle deniz konteyner taşımacılığında 2020’nin ilk 6 ayında doğu-batı ekseninde ve diğer ticaret rotalarında yaklaşık olarak bin 675 seferin iptaline dikkat çekmek lazım. Mart-Nisan aralığında, armatörlerin kayıplarının haftalık 800 milyon Amerikan Doları tutarlarına ulaştığı ifade edildi. Nisan sonu itibarıyla, COVID-19 sürecinin kontrol altına alınmaya başlamasıyla normale dönüşler gerçekleşti.” dedi.
Ülkemiz açısından baktığımızda ise denizyolu taşımacılığının diğer taşıma modlarına nazaran belki de en az etkilenen mod olduğunu dile getiren Özkal, denizyolu taşımacılığının Mayıs-Haziran ayları itibariyle nispeten normale döndüğünü ancak yine de bu dönemin etkilerinin üçüncü çeyrekte görülmesi ve navlun fiyatlarında artış yaşanmasının olası olabileceğini dile getirdi.
VDAD (Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Denizeri ise COVID-19 sürecinde denizyolu konteyner taşımacılığı açısından yaşananları ve bu sürecin armatörlere ve acentelere etkilerinin nasıl olduğu sorusunu yanıtladı.
Türkiye’nin coğrafi yapısı itibarıyla denizyolu taşımacılığındaki yüzde 88’lik payının büyük önem arz ettiğine değinen Denizeri, bu süreçte limanlara uğrak yapan gemi sayıları ve limanlarda işlem gören yük miktarlarının bölgelere ve limanlara göre farklılık gösterdiğini dile getirdi.
“Limanlarda pandemi sürecinin etkilerini hemen görebilmek pek mümkün olmuyor. Örneğin Mart ayında çok fazla hissedilmeyen düşüş Nisan ayı ile birlikte çok net bir şekilde ortaya çıktı. Gemi sayıları düştü ve tabii ki bunu takip eden süreçte yük miktarları da azaldı. Bütün sektörlerde olduğu gibi denizyolu taşımacılığı da hem operasyonel hem de ticari anlamda etkilendi. Özellikle ticari anlamda baktığımızda önce Çin sonra Avrupa ve Amerika’da üretimin durması ve dünyada ortaya çıkan üretim azlığı deniz ticaretinde de etkisini gösterdi. Bu süreçte armatörler yük yetersizliğinden dolayı uğrak limanlarını azaltmak durumunda kaldı. Servislerden çekilen gemilerin hepsi boş bekletildi ve bu da tabii ki armatöre maliyet olarak yansıdı. Operasyonel anlamda baktığımızda ise üretimin azalması ile birlikte ciddi bir konteyner stoğu oluştu ve bu da konteynerlerin dolaşıma girememesine sebep oldu.”
Denizeri’nin ardından söz alan FIATA Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Jens Roemer, sunumuna başlamadan önce COVID-19 sürecini de değerlendirdi.
Roemer, “Salgın ile birlikte hükümetin uyguladığı sokağa çıkma kısıtlamalarından ekonomi, uluslararası ticaret ve denizcilik sektöründeki tedarik zinciri de etkilendi. Özellikle ABD ve Çin’de COVID-19 ile birlikte yük hareketleri durdu. Bu süreçte odaklanmamız gereken şeyler sıkışık terminaller, geçici depolamalar ve terkedilmiş kargolar olarak gözüküyor. Yükler limanlarda bekliyor, yüksek demuraj ücretleri ödüyoruz. Yaşananlar büyük ölçüde karışıklıklara neden oldu ve toparlanmak zaman alacak gibi gözüküyor” dedi.
Sunumunda FIATA Denizyolu Çalışma Grubu’nun faaliyetlerine değinen Roemer, “FMC’nin Demuraj ve Detention Ücretlerine Yönelik Yorumlayıcı Kuralı”nı dinleyiciler ile paylaştı. Roemer, söz konusu kuralın ortaya çıkışındaki sürecin uzun bir zaman aldığını ve bununla birlikte küresel lojistik dünyası için olası etkileri ve sonuçlarını da değerlendirdi.
Söz konusu yorumlayıcı kural ile FMC (Federal Maritime Commission), ABD’nin Denizcilik Kanunu çerçevesinde yükleten, alıcı ve taşıma işleri organizatörlerine uygulanan demuraj ve detention ücretlerinin belirlenmesinde armatörler ve liman işletmelerine “adaletli” ve “makul” uygulamalar doğrultusunda rehberlik etmeyi amaçlıyor. Bunun yanı sıra önerilen yorumlayıcı kural demuraj ve detention kavramlarının uygulanmasındaki karışıklığı ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları azaltmayı, operasyonlardaki verimliliği arttırmayı da amaçlıyor.
TÜRKLİM (Türkiye Liman İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Genç ise Türkiye’nin ekonomisi için limanların ne kadar önemli olduğunu bu süreçte bir kez daha gördüklerinin altını çizdi.
Genç, “Limanlar açısından baktığımızda 24 saat çalışan bir sistemden bahsediyoruz ve bu süreci yönetebilmek oldukça zor oluyor. Hepimiz lojistik ağın parçalarını oluşturuyoruz ve bu ağ içerisinde yer alan tüm aktörler ile birlikte hareket etmeliyiz. Ülkemizin limanlar ile elde ettiği avantajlarını ön plana çıkarmalıyız. Geçmişte limanların yaşadıkları dar boğazları düşündüğümüzde limanların önemini daha da fazla göstermek için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz.” diye konuştu.
16 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanan genelge ile liman hizmet tarifelerinin kamu tarafından onaylanması ve liman hizmetlerine getirilmesi öngörülen tavan-taban fiyat uygulamasına dair görüşlerini dile getiren TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Genç, bu durumun liman işletmeleri tarafında çok ciddi endişelere sebep olduğuna değindi.
Webinar sırasında dijitalleşmeye yönelik çalışmaların da gündeme gelmesi kaçınılmaz oldu. Özellikle COVID-19 ile birlikte temassız işlemlerin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten sektör temsilcileri, dijitalleşmeye ilişkin yeni ve yaratıcı çözümler bulunması için kamu ile görüşmelerini sürdürdüklerini dile getirdiler. Dijitalleşmenin yanı sıra denizyolu taşımacılığı için büyük önem arz eden ordino, demuraj ve detention konularındaki farklı bakış açıları dinleyiciler ile paylaşıldı.
“UTİKAD Uluslararası Denizyolu Taşımacılığı Webinarı” izleyicilerin sorularının yanıtlanması ile son buldu. UTİKAD 1 Temmuz 2020 tarihinde ise “Lojistikte Dijitalleşme ve Somut Girişimler” konulu webinarı ile lojistik sektörünü bilgilendirmeyi sürdürecek.