2006 yılından itibaren 40 yılı aşkın sektörel deneyim ile, Türkiye’nin en çok satan lider markası Renault ve müşteri tercihlerinde önemli yeri olan Dacia markasının bayiliğini yapan Koçaslanlar Motorlu Araçlar’ın Genel Müdürü Didem Aras, otomotiv sektöründe elektrikli araçların her geçen gün daha büyük bir kitleye ulaştığından ve Renault ile Dacia markalarının bu dönüşümde oldukça büyük bir yer sahibi olduğundan bahsetti. Piyasaya sunmuş olduğu yeni modeller ile Renault ve Dacia’nın sektöre yön verdiğini söyleyen Aras, sektörün büyümesi ile elektrikli araçların kısa süre içerisinde daha çok kişiye ulaşacağını ifade etti.

kocaslanjpg

Elektrikli otomobil dönüşümünün tahminlerden çok daha hızlı gerçekleştiğini vurgulayan Didem Aras, “Bir yanda fosil yakıt kaynaklarının hızla azalması, diğer yanda küresel ısınmanın gitgide daha vahim hale gelen sonuçları endüstride ve özellikle de ulaşımda yeni nesil elektrikli araçlara olan yönelimin hız kazanması gerektiğini gösteriyor. Gerek Avrupa Birliği kapsamında gerek kıtada yer alan ülkelerin ulusal stratejileri doğrultusunda, elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması için hem tüketicilere hem de otomobil üreticilerine pek çok teşvik sunulması, bilhassa Avrupa Komisyonu’nun bu konuda yaptığı makro boyutlu çalışmalar, tüm dünyaya örnek olacak nitelikte. Komisyonun özellikle de Sürdürülebilir ve Akıllı Ulaşım Stratejisi adlı çalışması, elektrikli otomobillerin üretimi ve kullanımına yönelik kayda değer hedefler içeriyor.” dedi.

"Renault ve Dacia, sektörün öncülerinden"

Aras, “Renault ve Dacia, bu küresel çapta yaşanan elektrikli araç dönüşümünde erken adımlar atarak AR-GE çalışmalarına büyük yatırımlar yaparak sektörün öncülerinden biri olmuş durumda. Renault’un 2030’a gelindiğinde Avrupa’da sadece elektrikli otomobil satacak olmasına yönelik alınan karar ve bu güne kadar üretmiş olduğu elektrikli araçların yüksek başarıya ulaşmış olması, markanın bu konuda ne kadar ciddi olduğunun açık bir göstergesi olmuş durumda. Aynı zamanda 2025 yılına kadar 10 yeni elektrikli aracı piyasaya sunma ve 2030 yılına kadar modellerinin yüzde 90’ını tamamen elektrikli araçların oluşturacağına dair hedefler, Renault ve Dacia’nın elektrikli otomobil piyasasında daha köklü bir yer edineceğinin göstergeleri.” şeklinde konuştu.

Kullanıcısına geniş bir yelpaze sunuyor

Petrol Ofisi'nin Dijital Geleceği: SD-WAN Teknolojisi ile Yeni Dönem Petrol Ofisi'nin Dijital Geleceği: SD-WAN Teknolojisi ile Yeni Dönem

Renault ve Dacia’nın güncel elektrikli modellerinden bahseden Aras, “ Renault ve Dacia’nın yapmış olduğu AR-GE yatırımları ve geliştirmelerinin sonuçlarını, şu anda satışta olan Renault Megane E-Tech, Renault Zoe E-Tech ve Dacia Spring modellerinde gözlemlemek mümkün. Renault’un geleceğe göz kırpan tasarım anlayışına sahip olan Megane E-Tech modeli, 60 KWh'lik ince tasarıma sahip batarya ile 450 kilometre menzile sahip. 160 kW/220 bg elektrikli motor performansıyla 0'dan 100 km/s'ye 7,4 saniyede ulaşıyor. Elektrikli otomobiller için özel üretilmiş CMF-EV platformuna sahip model, 42 dakikada yüzde 80 şarj kapasitesi, 21 gelişmiş sürüş destek sistemi, 564 cm2 OpenR Link bilgi-eğlence sistemi gibi özelliklere sahip. Renault’un elektrikli araç pazarındaki en önemli modellerden bir diğeri olan ve Avrupa’nın en çok satılan elektrikli aracı ünvanını yıllardır koruyan Renault Zoe, R110 elektrikli motora sahip. 80kW (108 HP) güç ve 225 Nm torka sahip ve maksimum 395 kilometreye kadar menzil sunabiliyor. Dacia’nın Türkiye piyasasına yeni sunduğu, vergi indirim desteğiyle Avrupa’nın en ucuzu olma iddiasıyla yola çıkan ve 44 kW (65 HP) versiyonu ile Türkiye’ye gelen Dacia Spring ise şehir içi-dışı karma kullanımda 310 km menzil sunarken, 0-50 km/s hızlanmasını ise 3,9 saniyede tamamlayarak kullanıcısı için oldukça uygun fiyatlı, verimli ve pratik kullanıma sahip bir şehir otomobili olma özelliği sunuyor. Tüm bu gelişmiş teknolojiler ve kullanıcı dostu donanımlarla kullanıcısına geniş bir araç yelpazesi sunan Renault ve Dacia, elektrikli otomobil sektöründeki yerini her geçen gün daha da sağlamlaştırmaya devam ediyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.  

Editör: Ercan TOSUNOĞLU